İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan da­valar olduğu, bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HMK'nin 12. maddesi hükmü bu davalarda uygulanmayacağı- Yetki sözleşmesinin alacaklı şirket ile borçlu şirket arasında yapılmış olup geçerli bir sözleşme olduğu; .3. kişi ile yapılmış bir yetki sözleşmesi bulunmadığı, ancak borçlu ile 3. kişinin zorunlu dava arkadaşı olduğu; birlikte yetki itirazında bulunmadıklarından, davaya devam edilerek sonucuna göre bir karar veril­mesi gerektiği-
Davada taraf olmayan şirket ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde yetkiye ilişkin hüküm getirildiği, davanın HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı dikkate alınarak, yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yer mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerekeceği-
Yetki sözleşmesi, ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı-
Mahkemece, araştırma yapılması, davalının tacir olup olmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre yeni yasal düzenleme karşısında kira sözleşmesinde kararlaştırılan özel yetki şartının, uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali iste­mine ilişkin davada, tacir olan davacı ve -vergi kayıtlarından- tacir olduğu anlaşılan davalı arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olaca­ğı nazara alınarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Tarafların tacir olduğu, takibe konu bonoda yetkili kılınan icra müdürlüğünde takip başlatılmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece, HMK.nın 17. maddesi uyarınca davalı kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçerli olup olmadığı, böylece mahkemenin yetkili olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
6100 Sayılı HMK'nun 17.maddesi hükmü gereğince tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceğinden tarafları tacir veya kamu tüzel kişisi olmayan hukuki ilişkilerde bu maddenin uygulama alanı bulamayacağı-
Yetki sözleşmesinin tarafların sıfatına göre genel ve özel yetkili mahkemenin yetkisini ortadan kaldırmayacağı-
HMK'nın 17. maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hüküm aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde olmadığı-