Tasarrufun iptâli davasına konu olan haciz işleminin iptâl edilmiş olması halinde, dava konusuz kalmış olacağından, mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekeceği-
İptâle tâbi tasarruf konusu taşınmazın birkaç kez el değiştirmesi (satılması) halinde her davalı-satıcının, taşınmazı sattığı tarihteki değerinden -alacaklıya karşı- sorumlu olacağı- Davalıların "borca mahsuben icra dosyasına ödeme yapmakta olduklarını" savunmaları halinde, bu ödemeler ile icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerinin ulaştığı tutar saptanmadan eksik inceleme sonucu mükerrer tahsile neden olacak biçimde hükme varılmasının hatalı olduğu- Alacağın bir kısmı için açılan dava dolayısıyla, dava edilmeyen alacak bölümü bakımından temerrüt söz konusu olamayacağı için, faizin dava tarihi yerine, tasarruf tarihinden başlatılmasının hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davaları sonucunda mahkemece %40 tazminata hükmedilemeyeceği-
Davanın nitelendirilmesini yapmanın hakimin görevi olduğu–
İİK.nun 277 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında, davalı üçüncü kişinin "borçlu ile alacaklı arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunu" ileri sürmesi halinde, mahkemece bu iddianın incelenmesi gerekeceği, çünkü iptal davasının, dinlenebilirlik koşullarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin "borçlu" durumunda olması, başka bir değişle alacaklının gerçekten "alacaklı" sıfatını taşıması gerektiği-
Borçludan hacizli traktörü satın alan ayni köy halkından olan alıcının, borçlunun kötüniyetini bilmediğinin kabul edilmesinin, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
İptal davası sonucunda verilen kararı, fer'i müdahil durumunda bulunan kişinin, katıldığı taraf ile birlikte temyiz edebileceği-
Davalı-üçüncü kişinin, önceden borçluyu tanıyıp tanımadığı, borçlunun durumunu bilip bilmediği konusunda mahkemece davacının gösterdiği tanıkların dinlenmesi gerekeceği-
İİK. 105 uyarınca icra müdürlüğünce düzenlenmiş olan "haciz tutanağı" nın "geçici aciz belgesi" sayılıp sayılmayacağının mahkemece değerlendirileceği–