Borçlunun tebligat adresinde yapılan haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın esasına girilerek, tasarrufların iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Tasarrufun iptali davasının aynı hukuki gerekçeyle reddedilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına "ayrı ayrı" değil "tek" vekalet ücreti takdiri gerektiği- HMK'nun 448 maddesi uyarınca, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması gerektiği; HMK.'nun yürürlüğünden önce açılan davada, anılan yasa yürürlüğe girinceye kadar üç celse duruşma yapıldığından, 8.6.2012 tarihinde mahkemece ön inceleme tensip tutanağı düzenlemesinin ve tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında takip konusu borcun kesinleşmesi gerekeceği, eldeki itirazın iptali davasının sonucunun tasarrufun iptali davasını etkileyebileceği ancak iki davanın birlikte görülme imkanı olmadığından iki davanın tefrik edilerek itirazın iptali davasının sonucunun tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Tasarruf konusu taşınmaz hakkında mahkemece verilen "ihtiyati tedbir" kararının, İİK. mad. 281/2 gereğince "ihtiyati haciz" mahiyetinde olduğu-
Karşı dava olarak açılan davalarda İcra Hukuk Mahkemesi görevli olmakla birlikte bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK’nun 281. maddesindeki düzenleme karşısında genel mahkemelerin görevli olduğu-
Tasarrufun iptali davalarının genel mahkemelerde, -asliye hukuk mahkemelerinde- görülmesi gerekeceği
Davacı vekili davanın konusu kalmadığından davanın reddini ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasını talep ettiğinden davacı vekilinin beyanı doğrultusunda konusu kalmayan davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka uygun olduğu-
Araç satışının davalı şirketler arasındaki organik bağ, ortakları arasındaki yakın akrabalık ve alacağa mahsuben yapılan satış olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK 279/1-2 ve 280/1.maddeler gereğince iptale tabi olduğu- Davalı 3 kişinin ortağı olduğu şirket ile borçlu şirket arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle davalı borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu aracın davalı 3. kişi tarafından dava dışı 4. kişiye satılmış olması nedeniyle hakkındaki davanın bedele dönüştürülmesi ve İİK. mad. 283/2 gereğince 3. kişinin tazminatla sorumlu tutulmasının isabetli olduğu- Dava konusu araçla ilgili olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna, davacının takip konusu yaptığı icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak hükmedilmesi gerekirken, bu konuda sınırlama yapılmamasının hatalı olduğu- Davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu taşınmazın, üzerindeki ipotek nedeniyle ipotek alacaklısı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben alınması ve ihalenin kesinleşmesi halinde, icra dosyası istenerek satış bedelinden davalıya kalan bedel varsa, bu bedelin davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalıdan tahsiline, satış bedelinde davalı 3. kişiye kalan bedel yok ise, dava konusu taşınmaz yönünden "davanın konusuz kalması" nedeniyle "esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, “davacının borçludaki alacağının gerçek olması”, “borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması” ,”iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması” ve “borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması” gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarruflarının kanunda sınırlı olarak sayılmadığı, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayininin hakimin takdirine bırakıldığı- Tasarrufun iptali davasının dayanağı icra takibinde aciz halini gösteren tutanak ve kesin aciz belgesi dosyaya sunulduğundan, davanın diğer şartlarının tek tek değerlendirilmesi ile karar verilmesi gerekirken, "temlik işleminin, davacı takibinin kesinleşmesinden sonra ve haciz işleminden önce gerçekleştiği, aciz belgesinin sonradan alındığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı 3. kişinin ikamet yerinin Kandıra olduğu bu nedenle açılmış olan tasarrufun iptali davasında Alanya mahkemelerinin yetkisiz olduğu-