Asıl istemle birlikte tazminat talep edilmesi ve birleştirilen ipoteğin terkini istemli davanın bulunmasının eldeki dava ile sözü edilen davanın aynı olduğu sonucunu değiştirmeyeceği- Aynı dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus ileri sürülmese bile re'sen gözetilerek ikinci davanın, dava şartı yokluğundan reddedileceği- Eldeki davanın daha önceki tarihte açılmış olması karşısında Kanun yolu itirazı nedeniyle henüz kesinleşmeyen diğer dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği-
Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebildiği ve elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu ve elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği- N.' nin murisi A. B.’nin mirasçıları arasında elbirliği mülkiyetine tabi olan hissesinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiş olduğundan, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kararın kesinleşmesi ile doğacağından kararının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerektiği, ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği, belirlenen bu değerlerin toplanarak taşınmazın tüm değerinin bulunacağı, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirleneceği, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı- Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı-
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada muhdesat iddiasında bulunan paydaşa/paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerektiği- Muhdesatlar konusundaki çelişki giderildikten sonra uzman bilirkişilerden rapor alınarak, söz konusu muhdesatların bulunduğu dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerektiği-
Şahsi hakka dayalı temliken tescil istemi- Bekletici mesele-
5. HD. 12.10.2022 T. E: 1085, K: 13846
Mahkemece, taraflar arasında görülen dosyada verilen karar esas alınarak davalının takas talebinde haklı olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu davada verilen kararın Yargıtay kararıyla bozulduğu, bozma sonrası yargılamanın devam ettiği- Mahkemece; taraflar arasında görülmekte olan davanın sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması ve ortaya çıkan sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Davalı kurum sigortalılarına satılan ilaç bedellerinin tahsili istemi- İtirazın iptali istemi- Usul ekonomisi-
Ölünceye kadar bakım sözleşmesine aykırılık nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkin davada, ölü davacı ile davalıya ilişkin boşanma davasının kesinleşen kararına göre, her iki tarafın da maddi konulardaki tutumunun evlilik birliğinin bozulmasında asıl sebep olduğu ve her iki tarafın da kusurlu olduğu, bu durumda davalının bakım borcunu yerine getirememesinde davacının kusurunun da etkili olduğu; bakım yükümlülüğünün yerine getirilememesinin sadece davalının eylemlerinden kaynaklanmadığı, TBK’nın 617/son maddesi uyarınca davacı lehine irat bağlanması düşünülmeden tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesinin hatalı olduğu, hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil isteğinin reddi ile davacı yararına kaydı hayat ile irat bağlanması, takdir edilecek iradın akde konu taşınmazın getireceği aylık gelir yönünden, davalıya sağlayacağı yarar ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutulmak suretiyle, hak ve yarar dengesi sınırları içinde kalmak koşuluyla ve davacının yargılama sırasında ölmüş olması da gözetilerek eldeki davanın açıldığı tarih ila davacının ölüm tarihi aralığı ile sınırlı olacak şekilde belirlenmesi ve davacılar tarafından açılan mirasçılık belgesinin iptali davasının sonucu beklenerek davacıların tespit edilecek miras payları oranında hükmedilmesi gerektiği-
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi- Davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın iş kazası olduğunun tespit edilmesi halinde davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel verilmesi ve çıkacak sonuca göre işin esasını incelerek bir karar verilmesi gerektiği-