Davalı, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda hak sahibi olduğunu iddia etmiş ve diğer paydaşlar buna itiraz etmemiş olduğundan, mahkemece satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi gerekirken, muhsedat bedelinin satış aşamasında değerlendirilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece yapılacak iş Türk Medeni Kanunu’nun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca davacı-davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibaret olduğu, bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerektiği ancak verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği-
İstihkak davaları icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu- Takip borçlusu şirket hakkındaki iflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde, borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haciz de ortadan kalkacağından, dolayısıyla dava konusuz kalacağından istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği, bu durumda, iflas kararı, istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece, iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dayanağı takip dosyaları ile ilgili olarak açılan itirazın iptal davalarının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmemiş ise bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin resmi biçimde yapılmaması halinde, tarafların verdiklerini "haksız iktisap" kuralları gereğince geri isteyebileceği- Ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda, alacaklıların bazı istisnai hallerde "tüzel kişilik perdesi aralanmak" suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu yoluna gidebileceği- Ceza davasında (davalı şirkette 200 hisse üzerinden 199 hissenin sahibi ve yetkili müdür olan) davalı hakkında -"şirket yöneticisinin dolandırıcılığı suçunu işlediği" gerekçesiyle verilen- mahkumiyet kararı ile bu kararda kabul edilen maddi vakalar, hukuk hakimini bağlayacağından, itirazın iptali davasında, ceza davasının "bekletici mesele" yapılması gerektiği-
Dava açıldıktan sonra davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi halinde, iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi; kesinleşmiş ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar iptal davasının durdurulmasına karar verilmesi ve davacı alacaklıya İİK’nun 245 ve 255/2 maddeleri gereğince davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın iflas idaresine ihbarı ile taraf teşkilinin sağlanması ve iflas idaresinin huzuru ile davaya devam edilerek davanın esasının incelenmesi ve hükmün iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği-
Dava konusu icra takibi hakkında alacaklı tarafından alacak davası açıldığı ve bu davanın kesinleşmediği anlaşıldığından, mahkemece alacak davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mirasın reddi davası ile davacıların borçlu sıfatı ile ödediklerinin istirdadı davasının niteliği gereği birlikte görülme olanağının bulunmadığı, bu nedenle davalı banka tarafından fazladan alınan paranın iadesine ilişkin dosyanın ayrılarak, mirasın hükmen reddi davasının kesinleşmesinin beklenmesi, daha sonra işin esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İptal davasının dinlenebilmesi için, öncelikle davacının borçludaki alacağının gerçek olması, tasarrufta bulunan kişinin de gerçekten borçlu olması gerekeceğinden, davalı borçlu tarafından davacı aleyhine açılan, henüz kesinleşmeyen menfi tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-