Çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasına dayalı olarak Hazine tarafından açılan tapu iptali isteği-
5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği- İşin esası hakkında 28.11.1997 T. 5/3 s. İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılması ve yargılama masrafları yönünden de 6099 s. K. hükümlerinin gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içerisindeki yere elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Taşınmaz cep niteliğinde bulunmakla birlikte ait olduğu yolun bir parçası olup, bu tür yerler üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken bir değer taşımayacağı ve zilyede herhangi bir hak bahşetmeyeceği, yolların kamu hizmetine tahsisli yerlerden olduğunun TMK. nun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi hükümleri gereği olduğu-
Kamu yararı nedeni ile davalıların tapusunun kıyıda kalan kesiminin iptal edilerek, kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmayıp, davalıların tapu kaydının iptalinden dolayı ancak tazminat talebinde bulunabileceklerinden, öte yandan; çekişme konusu taşınmazın önünde bulunan, mülkiyet sınırı dışında kalan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısma da duvar ve kapı yapmak suretiyle müdahale ettikleri keşfen saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve bu kısımdaki muhdesatların yıkımına karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı-
5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği-
Bataklık ve sazlık niteliğinde bulunan taşınmazlar TMK.’nun 715, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya ile kazanılamazlar. TMK.’nun 999.maddesi gereğince de bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün değildir. Dava konusu taşınmazın niteliği bataklık olduğuna ve bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün bulunmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tapu iptali ve tescil isteği-