Temyiz edilen ve fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararı, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragatin mümkün olduğu- Hükme bağlanıp hakimce el çekilen davaya, bir yönetmelik hükmüne istinaden hakimin tekrar bakamayacağı- Davalılardan İSKİ'nin bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı bilinerek, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığının benimsenmesi gerektiği; haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın da, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği-
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği- Birleşen boşanma ve nafaka istemli davalar nedeniyle davacı (kadın) vekili, davadan feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, bu beyan çerçevesinde işlem yapılmasının zorunlu olduğu-
Uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragatin hüküm kesinleşinceye değin yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Hükümden sonra, temyiz aşamasında davacı müteveffa mirasçıları vekili tarafından verilen davadan feragat dilekçesi ile ilgili bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu, birincide temyiz dilekçesinin reddine karar vermekle yetinileceği diğerinde ise, feragatin hukuki niteliği gereği, bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulacağı, aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği-
Feragatin kesin hükmün hukuki neticelerini doğurduğu ve karar kesinleşinceye kadar her zaman yapılmasının olanaklı olduğu- Birleştirilen davanın ayrı bir dava niteliğinde olmasından asıl davadaki müdahil davacıların talebiyle ilgili bu dosya üzerinden karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ortaklığın giderilmesi davalarında, davacı davasından feragat etse bile davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekilinin davalının ibraname tarihinden sonraki kısmi feragat beyanının, önceki ibranın tüm takip dosyası alacağına yönelik olması nedeniyle geçerli olmadığı, bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği; temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragatin mümkün olduğu- Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hâkim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de Yargıtay uygulamalarında hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay’ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabileceği ve feragate dayanarak davayı reddedebileceği- 
6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak için davasından feragat eden davacının Kurum'a yapmış olduğu başvurunun reddi halinde "sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğinden" feragate rağmen davacının her zaman dava açma hakkı bulunduğu gibi, feragat olsa dahi kurumun re'sen tescil yetkisini bulunduğu-