Hazine vekilince, tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalinin istenmesine ve taşınmazın belirtilen nitelikleri taşıdığı belirlendiğine ve 6292 sayılı Kanun'un 7/1-a maddesinin uygulanacağına ve buna göre; açılan davadan vazgeçilmiş sayılacağının kanunun âmir hükmünün gereği olup, buradaki vazgeçme; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanmakla burada davalının rıza ve muvafakatı aranmayacağından, kendine özgü bir vazgeçme olup bu sebeple, 6292 sayılı Kanun'un 7/1-a maddesi uyarınca "davacı Hazine'nin davadan vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerekirken "davanın reddine" karar verilmesi doğru değil ise de bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedellerin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemi-
Temyiz eden davacı tarafından verilen dosyada mevcut vekaletname örneği incelendiğinde vekile temyizden feragat etme yetkisinin tanınmış olduğu görüldüğünden, davacı vekilinin temyiz isteminin usulüne uygun bulunan feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği-
Feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği-
Davacı karar düzeltme talebinden sonra karar düzeltme talebi incelenmeden önce davadan feragat ettiğinden, onama ilamının kaldırılması gerektiği-
Tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine ve taşınmazın belirtilen nitelikleri taşıdığı belirlendiği, 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesine göre; açılan davadan vazgeçmiş sayılacağı ve Hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değilse de bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, mahkemenin şikayetin reddi yönünden verdiği kararın, birleşen dosya şikayetçisinin davadan feragat tarihinden önce kesinleştiği ve bu durumda feragatin sonuç doğurmayacağı-
Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan ve davalı ile davacı vekili tarafından imzalanan protokolde; "işbu dava sonucunda verilen karardan kaynaklanan borcun tüm fer'îleri ile işbu davaya konu sözleşme nedeniyle davalının davacıya toplam ....TL ödeme yapacağının" kararlaştırıldığı, "ayrıca ödemenin yapılması durumunda davacının davalıdan işbu dava ve davaya konu sözleşme gereğince hiçbir talepte bulunmayacağının" belirtildiği, yine "ödeme yapıldığında davalının tüm sonuçları ile ibra edileceği" hususunun kararlaştırıldığının anlaşıldığı, söz konusu protokol gereğince davalı tarafından ciro edilerek davacıya verilen toplam ....TL bedelli çeklerin davacı tarafından tahsil edildiğinin de taraf beyanları ile sabit olduğu, hâl böyle olunca yerel mahkemece, temyiz aşamasında davacı tarafça dosyaya sunulan protokolün, tarafların karardan sonra eldeki davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak aralarında anlaşmaya vardıkları ve bu nedenle söz konusu protokolün davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Taraflar arasında karar tarihinden sonra imzalanan protokolün mahkeme kararının infazına yönelik bir anlaşma niteliğinde olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davadan feragat beyanının boşanmanın fer'ilerini de kapsayacağı ve bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğin davadan feragat dilekçesi ile davalı-karşı davacı kadının temyiz dilekçesinde yer alan davadan feragat beyanının sadece boşanmanın fer'ileri yönünden sonuç doğuracağı-
Temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin kararın kesin olduğu- Davacı temyiz aşamasında boşanma davasından ve boşanmanın ferilerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacının beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-