Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 21.10.2010 olup, 6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile İİK.'na eklenen geçici 10.maddesi uyarınca, % 40 inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, % 20 inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki; bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olduğu-
İlamda açıkça faiz alacağı olarak belirlenen miktar için işlemiş faiz ve takipten sonra bu alacak için istenen işleyecek faiz isteminin yasaya aykırı olması gerekeceği-
Hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda temerrüt tarihinden dava tarihine kadar yasal faiz hesaplanmış ise de davaya konu asıl alacak ve gecikme zammı toplamı ödenmiş olup, mahkemece ödeme tarihine kadar hesaplanacak faize hükmedilmesi gerekeceği-Mahkemece asıl alacak ve gecikme zammı olmak üzere toplam alacak üzerinden hesaplanan yasal faize hükmedilmiş ise de HGK'nun 16.06.2004 gün ve 2004/19-357 Esas-2014/360 Karar ve 10.10.2012 gün 2012/7-502 Esas-2012/707 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere gecikme zammının aslında bir temerrüt faizi olduğu, bu nedenle yalnızca asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekeceği, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 121/son maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu 104/son) hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği-
6183 Sayılı Yasa gereğince hesaplanan gecikme zammı faiz niteliğinde olduğundan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 104/son maddesi gereğince faize faiz yürütülemeyeceği-
Davacının takipte işlemiş faizle birlikte toplam alacağına yeniden faiz talep etmesinin 818 Sayılı BK'nun 104/son maddesine aykırılık teşkil ettiği-
Bilirkişi Kurulundan ek rapor alınarak birleşen davanın davalısından tahsiline karar verilen miktarın ne kadarının rödovans ve diğer gider alacağı, ne kadarının gecikme faizi olduğu hususunun açıklattırılması ve sadece belirlenen asıl alacağa (rödovans ve diğer giderlerden oluşan alacağa) dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı yanın takibinde Euro alacağına En yüksek Euro (yıllık %10) faizi yürütülmesini talep ettiği, mahkemece bu yön gözetilmeksizin yabancı para alacağına avans faizi uygulanması doğru olmadığı gibi, takipten sonra hüküm altına alınan asıl alacağa faiz yürütülmesi gerekirken BK 104/son (TBK-121 md.) maddesine aykırı düşecek ve faize faiz yürütülmesine imkan verecek şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hüküm altına alınan toplam miktar üzerinden faize faiz işletilerek TBK’nun 121. maddesine aykırı hareket edildiği-
Davacı tarafça, daha önce açtığı davada ıslah ile talep etmediği faiz alacağının tahsili işbu davada istenmiş olup, mahkemece, BK'nın 104/2. (TBK'nın 121/son) maddesi hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesini mümkün kılar şekilde, kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, düzeltilerek onanması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor