HGK. 28.05.2019 T. E: 2017/23-850 , K: 626-
Davacının aracının çalıştırılmaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybı istemi- Davacının başka bir işte çalışması nedeniyle elde ettiği gelirin hesaplanan kazanç kaybı bedelinden düşülmesi gerektiği- Dava tarihinden sonra doğacak haklar için (aynı davada) karar verilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece davacının çalıştırılmadığı tarihleri arasında hesaplanan kazanç kaybı tazminatına hükmedilmişse de, her dava açıldığı tarihteki duruma göre hükme bağlanacağından, davanın açıldığı tarih nazara alınarak bu tarihe kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden sonraki dönem için de tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu-  Mahkemece, kazanç kaybı tazminatı miktarına hesaplanan gecikme faizinin de eklenerek belirlenen bu tazminat miktarına yeniden dava tarihinden itibaren faiz işletilerek hüküm kurulmasının (faize faiz yürütülerek karar verilmesinin) hatalı olduğu-
Rücuen tazminat istemi- Reeskont faizine hükmedilmesi talep edildiği halde, mahkemece davacı TEDAŞ’ın tacir olduğu ve reeskont faizi talep edebileceği düşünülmeden yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davalı Ltd. Şti'nin meydana gelen iş kazasında belirlenen kusur oranı %5 olduğu halde, mahkemece bu kusur oranına davada taraf sıfatı bulunmayan davalı şirket ortağı ve dava dışı yöneticisinin %5’lik kusur oranı da eklenerek %10 kusur oranı üzerinden hesap edilen tazminat miktarı üzerinden davalı şirket aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların kusur oranlarına göre belirlenen tazminat miktarına, ödeme tarihinden dava tarihine kadar hesaplanan faiz oranının da eklenerek belirlenen bu tazminat miktarına yeniden ödeme tarihinden itibaren faiz işletilerek hüküm kurulmasının (kanunun emredici hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülerek karar verilmesinin) hatalı olduğu-
İcra takip talebinde reeskont faizi olarak talep edilmesi halinde, talep aşımında bulunularak avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Kurum zararının tazmini istemi-
Davalının üstteğmen olarak görevli iken 12.09.2008 tarihinde mecburi hizmet yükümlülüğü tamamlanmadan Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişiğinin kesildiğini, 926 sayılı yasanın 112. maddesi gereği hesaplanan 122,270,27 TL öğrenim, eğitim ve yetiştirme masrafı, ayrılış tarihi olan 03.02.2010 tarihine kadar işleyen 71.696,12 TL faiz ve 632.490,16 TL ceza-i şart tutarı olmak üzere toplam 826.456,55 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
Arsa sahipleri ve davalı kooperatifin tacir olmadığı, bu nedenle dava konusu cezai şart isteminin dayanağını oluşturan taraflar arasındaki inşaat sözleşmesindeki miktarın çok aşırı olup, tarafın mahvına sebep olabileceği- Mahkemece aşırı olan cezai şart miktarında hakkaniyete uygun tenzilat yapılması gerektiği-
Davalı ile imzalanan 4 adet Türk Patent Enstitüsü Nezdinde Patent İşlemleri Hizmet Sözleşmesi bedelinin tahsili istemi-
Temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği- Banka müdür ve müdür yardımcısının, dava dışı firmalara usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle tahsil edilemeyen krediler nedeniyle oluşan zarar, dava dilekçesinde ana paranın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili şeklinde talep edilmiş olduğundan, faize faiz yürütülmesine neden olacak şekilde asıl alacak miktarına işlemiş faiz miktarı eklenerek ulaşılan toplam miktara dava tarihinden itibaren yeniden faiz yürütülmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu mad. 121/2 hükmünde faize faiz yürütülemeyeceği düzenlendiği gibi, 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesinde de kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğunun belirtildiği- 6102 sayılı TTK'nun ticari işlerde oran serbestisini ve bileşik faizi düzenleyen “Ticari İşlerde Faiz” başlıklı 8. maddesinin 2. bendinde, üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin ana paraya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartının, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli olduğu, bu fıkranın sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmayacağının düzenlendiği-