Hüküm lehine müdahale edilen taraf hakkında verildiğinden, bu hükme karşı temyiz yoluna başvurma yetkisinin lehine müdahale edilen davacıya ait olduğu, yanında fer'i müdahil olunan davacı, hükmü temyiz etmediğinden, hakkında hüküm kurulmayan fer’i müdahilin tek başına kararı temyiz etme yetkisinin bulunmadığı- Mahkemece asıl davada bilirkişi raporunda yazılı ........ TL KDV ilave edilmeksizin yüklenici alacağının hüküm altına alınması gerekirken, bozma ilamına aykırı olarak mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedele ayrıca KDV ilave edilmesinin doğru olmadığı- Davacı hak ettiği imalat bedelini fesihte idare haklı olsa dahi isteyebileceğinden, mahkemenin, “Belediyenin sözleşmeyi fesihte haksız olması nedeniyle davacı yüklenicinin imalat bedelini davalıdan isteme hakkı olduğu” yönündeki gerekçesi yerinde olmadığı gibi, feshin haklı olup olmadığı .......... esas sayılı dava dosyası da incelenerek yüklenici tarafından açılan ............. esas sayılı davada tartışılacağından temyize konu eldeki davada feshin haklı olup olmadığının tartışılmasının doğru olmadığı-
Mahkemece; uyuşmazlığa konu 560 hastanın, Kuruma faturalandırılabilen ve faturalandırılamayan, 2011 yılına ilişkin tüm tedavi belgelerinin davacı hastaneden getirtilerek aldıkları hizmet karşılığında fazla ilave ücret ödeyip ödemediklerinin belirlenmesi, ayrıca hastalar dinlenilerek aynı tarihte tedavi gören yakını ve kendisi için toplu ödeme yapıp yapmadığı sorulduktan sonra, toplu ödeme yapanların ödedikleri tüm tedavi hizmetleri yönünden fazla ilave ücret alınıp alınmadığının, taraflar arasındaki sözleşmeler ve ilgili mevzuatta uzman hastane yöneticisi, doktor ve Sayıştay denetçisinden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden; tereddüde yer vermeyecek şekilde değerlendirildiği; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde rapor alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
İlk derece mahkemesince görüşüne başvurulan iki ayrı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlar arasında çelişki bulunduğu halde, yeterli inceleme taşımayan ve çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulduğu ve istinaf mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, o halde mahkemece; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman iki inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi ve hesap bilirkişisinin de olduğu beş kişiden oluşan teknik bilirkişi kurulundan sözleşme konusu iş ile ilgili fazla ödeme ile birleşen davada yüklenici alacağının olup olmadığı, davalı birlik yöneticilerinin sorumluluğu konularında bilirkişi raporları ve kesinleşmiş ceza dosyalarında bulunan bilirkişi raporları da değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca uygun karar vermek gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için, yeniden konunun uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kurulundan, davacının itirazlarını karşılar biçimde, önceki bilirkişi raporlarını da irdeleyen ve çelişkiyi giderecek mahiyette, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; davacının talebi yanlış değerlendirilmek suretiyle raporlar arası çelişki giderilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davacının, davalı hastane ve davalı doktordan iddia ettiği tedavi sonraki rahatsızlıkları dolayısıyla tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı, davalıların kusuru olup olmadığı ve davacının rızası ve onamı doğrultusunda tedavi gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin uyuşmazlıkta, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi heyeti raporlarında "davalı hastane ve davalı doktora atfedilebilecek kusur olmadığı" belirtilmişse de, bu raporların davacının itirazlarını tam olarak karşılamadığı, davacının "aydınlatılmadığını, uygulamalar sırasında yakınlarına bilgi verilmediği ve rızası olmadığını" da ısrarla belirtmiş olduğu görüldüğünden, "hastayı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini" ispat yükünün davalılarda olduğu gözetilerek, üniversitede görev yapan öğretim üyelerinden oluşan alanında uzman bilirkişi heyetinden davacının itirazlarını ve somut iddialarını karşılar rapor alınması gerektiği-
Mahkemece, yüksek mahkemenin bozma ilamı gözetilerek, davalı müşavir şirketin eksik işler ve açık ayıplar nedeniyle davacının bağımsız bölüm satın alan dava dışı 3. kişilere yaptığı ödemeler sebebiyle zararın tamamından, sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle yapılan ödemeler sonucu oluşan zarardan ise, teknik kontrolün yeterince yapılmamasına bağlı gizli ayıplar varsa onlardan sorumlu olacağı ilkesinden hareketle, davacının davalı müşavir firmadan tazminini isteyebileceği zarar miktarı konusunda 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddeleri hükümlerine uygun olarak yeniden seçilecek konusunda uzman her üçü de teknik bilirkişi olan yeni bir heyetten, davalı müşavir şirketin itirazları da karşılanarak, gerekçeli ve Yargıtay ile taraf denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, işlemiş faiz talebinin kısmen reddine ve asıl alacak talebinin kabulüne dair ilk kararın davacı vekilince temyiz edilmemesi sebebi ile davalı aleyhine 10,968,58 TL’nin üzerinde işlemiş faize hükmedilemeyeceği doğrultusunda "usuli kazanılmış hak" oluştuğu gözden kaçırılarak takipte talep edilen tüm işlemiş faizi de kapsar şekilde hüküm tesis edilmesi nedeni ile davalın karar düzeltme isteminin bu yönden kabulü gerektiği- 
Her ne kadar dava konusu hakkında rapor alınmış ise de rapor yeterli olmadığı gibi davalı-birleşen davada davacının bu husustaki itirazlarının da 6100 sayılı HMK’nun 281. maddesi gereği karşılanmadan reddedildiği, mahkemece yapılacak işin; davalı-birleşen davada davacının itirazları değerlendirilmek üzere rapor veya ek rapor almak ve sonucuna göre karar tesisinden ibaret olması gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK’nın 281/3 maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve D. Bilimleri Fakültesinden gemi inşa iş ve süreçlerinde uygulamayı bilen deneyimli ve tecrübeli öğretim üyelerinden üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturmak ve oluşturulacak bilirkişi kuruluna dava konusu ve davalının itirazları yönünden yeniden inceleme yaptırılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, rapora itiraz edildiği takdirde bu itirazların ve önceki rapor ile düzenlenecek rapor arasında çelişki doğduğu takdirde bu çelişkilerin giderilmesi için ek rapor almak, davacı yüklenicinin ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeniyle davacının reddedilen süre uzatım talepleri yönünden iş sahibi davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşacağını da gözeterek alınan raporları değerlendirmek ve ulaşılan sonuca göre karar vermekten ibaret olması gerekeceği-
Mahkeme tarafından bozmadan önce rapor düzenleyen bilirkişi kuruluna ek rapor alınması için başvurulduğu, ancak üç kişiden oluşan bilirkişi kurulundan tek bilirkişinin düzenlediği .......... tarihli raporda, yüklenicinin kâr kaybı bulunmadığı, bu nedenle hesaplama yapılmadığı belirtilmesine rağmen, iki bilirkişinin ayrık düzenlediği raporda, davacı yüklenicinin kâr kaybı bulunduğu ve hesaplama yapıldığı anlaşılmış, mahkemece tarafların ek raporlara teknik itirazları ve yeni rapor alınması yönündeki talepleri dikkate alınmaksızın ve neden kâr kaybı hesabı yapan bilirkişi raporuna üstünlük tanındığı gerekçede tartışılmaksızın sonuca varılmasının doğru olmadığı-