Davalı şirket yönetiminde bulunan AVM otoparkına giderken kullanılan yürüyen merdivende yaralanmadan kaynaklı tazminat davasında, küçüğün tedavi masraflarının ihtirazî kayıtla karşılanmasının kusurun kabulü mahiyetinde değerlendirilmeyeceği- Aynı bilirkişilerce dosyaya sunulan raporlarda aynı heyet içinde farklı görüşlerin mevcudiyeti nazara alındığında, bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı-
Grafolojik ve grafometrik metotlar uygulanmadığı, imzanın hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğu fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklemeyen, sadece incelemeye konu imza örnekleri ile mukayeseye esas imzalar büyütülmekle yetinen, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmadığı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamayacağı- İcra mahkemesinin imzaya itiraz hükmüne dayanak yaptığı raporla menfi tespit davası sırasında Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor arasında çelişki oluştuğu, resmi kurumların talebi üzerine alınan raporlardan birinin diğerine üstün olmadığı gözetildiğinde, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan kuşkudan uzak, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması gerektiği- Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesi’nin raporlarının Adlî Tıp Üst Kurullarında incelemeye alınamayacağı, bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleneceği ve kesin olarak karara bağlanacağı-
Davalı işveren şirketin olay günü şoförlerin izinli ve raporlu olmaları nedeniyle asıl işi şoförlük olmayan işçilere araç kullanma görevini vermesi ve aracın görevlendirilmiş şoför haricinde kullanılmaması konusunda işçilere kurallar koyarak bu kurallara uyulması konusunda gerekli eğitim ve denetim görevini yerine getirmemesi nedeniyle kusuru bulunduğu, meydana gelen iş kazası olayı ile zarar arasındaki illiyet bağının sigortalının ağır kusuru nedeniyle kesilmediği-
Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporları çelişkiyi giderici nitelikte olmadığından, mahkemece yapılacak işin, bozma ilamında belirtildiği gibi, bozma ilamından önce alınan raporlar arasındaki çelişkiyi giderici nitelikte yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak davadaki alacak kalemleri konusunda sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret olması gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre içerisinde jeoloji mühendisinin de bulunduğu yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, istinat duvarının projesine uygun yapılıp yapılmadığı, sağlam zemine oturtulup oturtulmadığı, projesinde üzerine şev duvarı yapılacağı bilgisinin bulunup bulunmadığı, yok ise o toprağın kimin tarafından getirildiği, sonradan toprak getirilmesi ve şev taşı döşemesinin istinat duvarına yük getirip getirmeyeceği, şevlerin eğiminin hatalı olmasının bu durumu etkileyip etkilemeyeceği , ayıptan kimin veya kimlerin sorumlu olduğu ve ayıp giderim bedelinin ayıpların ortaya çıkmasından sonraki makul süredeki piyasa fiyatlarının, piyasa fiyatları içerisinde KDV ve müteahhit karı olduğundan bu kalemler mükerrer olacak şekilde ayrıca eklenmeden tespit ettirilmesinden ve TBK 472/son maddesi uyarında yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünün de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasından ibaret olacağı-
5.000.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 3.177.690,2166 USD asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 17,03 oranında işleyecek gecikme cezası talep eden alacaklı "bononun Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kredi alacağının tahsili için alındığını ve takipte kredi sözleşmesi hükümlerine göre gecikme tazminatı istendiğini reeskont faizi istenmediğini" ileri sürmüş olup kredi sözleşmesi temin edildikten sonra, taraf beyanları da dikkate alınarak, talep edilen gecikme cezasının niteliği ve kambiyo takibinde gecikme cezası talep edilip edilemeyeceği hususları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda "takip sonrası uygulanması talep edilen gecikme cezasının uygulama şekline bakıldığında peşin oran belirlenmiş olması nedeni ile cezadan çok faizi ifade ettiği, talep edilen ceza taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığından sözleşme serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir değerlendirme yapılmadığının" belirtildiği ve yine raporda "asıl alacak için yıllık % 17,03 gecikme cezası talep edildiği, işletilecek faiz cinsinin ticari temerrüt faizi olabileceği, takip tarihindeki ticari temerrüt faizi oranının % 10,75 olduğu" ifade edilmesine karşın, sonuç kısmında "talep edilen gecikme cezasının takip tarihindeki faiz oranları ile uyumluluk arzettiği" rapor edildiğinden, faize ilişkin çelişkili  bilirkişi raporunun olup hüküm esas alınamayacağı-
Soybağı düzenlenecek olan küçük ve baba olduğu iddia edilen davalının aynı anda birlikte DNA örneği vermek üzere sevk edilerek yeniden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerekirken, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar karşılanmadan bu rapor ile yetinilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Yargılamanın devamı sırasında alınan bilirkişi raporunda, sözleşmenin eki teknik şartnamenin ilgili maddeleri dikkate alınmaksızın dava ile ilgisi bulunmayan yüksek mahkemenin bir kararına dayanılarak hesap yapıldığından, ayrıca raporu düzenleyen bilirkişinin uyuşmazlık konusu alanda uzman olmadığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli şekilde tanzim edilmediği ve hükme esas alınabilecek yeterlilikte bulunmadığı anlaşıldığından, anılan rapora dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya uygunluğundan söz edilemeyeceği, bu itibarla mahkemece HMK’nın 266. ve 281. maddeleri gereğince yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan sözleşme ve eki teknik şartnamenin 2. maddesi ile 3.1.3. maddesi hükümlerini değerlendiren ve denetime elverişli biçimde açıklayan rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Bozma ilamında "tespit dosyasının celbi ile konusunda uzman bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına ve tarafların tespit dosyasında alınan bilirkişi raporlarına yapılan itirazları da irdeleyecek şekilde rapor alınması gerektiği" belirtilmiş olup bozma ilamından sonra, iki ayrı heyetçe tanzim edilen bilirkişi raporları birbiriyle çeliştiğinden ve mahkemece bu raporlara itibar edilmeden re'sen yapılan hesaplamaya dayalı olarak hüküm kurulduğundan, her ne kadar mahkeme bilirkişi görüşü ile bağlı değilse de, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektiren hususlar bakımından bilirkişi raporu alınmasının gerekli olduğundan, söz konusu çelişkinin giderilmesi bakımından yeni bir heyetten rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK'nın 281. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman yeni teknik bilirkişi kurulu oluşturularak sözleşme dışı iş ve imalâtların davalı yararına olup olmadığı, %130'u aşan fazla imalâtların nelerden ibaret olduğu ve yapıldığı yıl piyasa rayiçleriyle (KDV ve yüklenici karı mahalli piyasa fiyatları içerisinde olduğundan ayrıca eklenmeksizin ve çıkarılmaksızın) bedelinin tespit edilmesine yönelik rapor alınıp, oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek, sonucuna uygun karar verilmesi olduğu-