Bilirkişi raporlarının yargı mercileri denetimine elverişli ve gerekçeli olarak hazırlanması gerektiği- Bilirkişi raporları ile santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; net gelir belirlenerek ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınarak zarar hesaplaması yapılacağı-
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları arasında (tespit raporu da dahil) hem hesaplamaya dahil edilen eşya ve imalatlar hem de evin eski haline getirilmesi için gerekli imalatların bedelleri yönünden çelişkiler bulunduğu, duvarların temizlenmesi için gereken masraf tutarı yönünden raporlar arasında ciddi bir fark bulunmakla birlikte, tespit raporunda yer alan bir takım işlerin mahkemece alınan hesap raporunda yer almadığının anlaşıldığı, taraflarca temyize de konu edilen ve bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar dikkate alınarak, raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde konusunda uzman bilirkişilerden yeniden bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Çiftçilerden herhangi bir tahsilat yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması ve sonrasında yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak kusur durumunun ve zarar miktarının belirlenmesi gerektiği- İş yoğunluğu, personel yetersizliği, arazilerin çokluğu ve tapusuz arazilerde tespit güçlüğü gibi durumlar nazara alınarak, TBK mad. 51 ve 52 uyarınca hakkaniyet indirimi hususunun gözetilmesi gerektiği-
Gerek raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin uzmanlık alanları itibari ile gerekse söz konusu rapora davacının itirazı üzerine Akdeniz Üniversitesi'nden alınan uzman görüşlerinde raporun aksine görüş bildirilmiş olması karşısında söz konusu heyet raporunun hükme esas alınamayacağı, o halde mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay, Mahkeme ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar, mahkemece, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmişse de, anılan bilirkişi raporu incelendiğinde, içerik olarak denetime elverişli olacak şekilde emsal araştırma dayanaklarını göstermediği gibi, bilirkişi raporuna davalı tarafın yapmış olduğu itirazların da değerlendirilmediği anlaşıldığından, bu yönüyle eksik inceleme olduğu kanaatine varıldığı, o halde, mahkemece, eksik hususlar giderilecek ve davalı tarafın itirazları da değerlendirilecek şekilde, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor tanzimi sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde birden fazla taşınmaz ile ilgili bir miktar tazminat talep edilmiş olmasına rağmen, her bir taşınmaz için ne kadar tazminat istendiğine ilişkin dilekçelerde herhangi bir açıklık bulunmamasından, taşınmazların her biri için eşit miktarda tazminat talep edildiğinin anlaşılacağı- Toprak ve bitki analiz sonuçları ile yapılan gözlem sonunda tespit edilen hususlar değerlendirilerek, davaya konu taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde tespiti ile raporlar arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilip, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporunun hazırlanması gerektiği- İncelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zararın doğduğu tespit edilmesi halinde, oluşan zarar, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenip, hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınarak tazminatın hesaplanacağı-
İki rapor arasında çelişki oluştuğu bu hali ile hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olup, bu durumda mevcut raporlara göre sonuca gidilemeyeceği, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-