Trafik kazasında cismani zarardan kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, manevi tazminatın, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, murisin yaşı, kaza tarihi, kusur durumu ve oluşa göre hükmedilmesi gerektiği- Temerrüt tarihi belirlenmeden davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminat hususunda kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- Hatır taşımasının varlığı halinde, belirlenen tazminattan takdir edilecek oranda hakkaniyete uygun olarak hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği- Desteğin, ölüm nedeni itibariyle kaza sırasında zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan emniyet kemeri takıp takmadığı, takmamış ise bu durumun müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, yine ceza dosyasındaki bu husustaki maddi olgular da gözetilerek, tazminattan makul oranda indirim gerekip gerekmediğinin tartışılması ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, defin gideri ve manevi tazminat istemi-
Çocuk sahibi olmak istemeyen ve bu sebeple ameliyat olmasına rağmen çocuk sahibi olan davacı lehine manevi tazminata hükmedilirken hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalınması, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesinin, olayın vehametinin, davalıların kusurunun, istek sahibinin toplumdaki yerinin, kişiliğinin, hassasiyet derecesinin gözetmesi gerektiği-
Hakimin manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olması gerektiği- Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatı niteliğinde olduğu-
Ayrı yaşam halinde evlilik birliği hukuken devam ettiğinden eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katkıda bulunma yükümlülüğünün de devam edeceği; nafaka miktarı belirlenirken barınma ihtiyacının giderilmesi için satın alınan konut nedeniyle yapılan ödemelerin dikkate alınması gerektiği-
Ev hanımı davacı kadın babası ile birlikte yaşamakta olup çiftçilik yapan davalının ise aylık 3.500 TL geliri bulunmakta olduğundan ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının boşanma dosyasında tespit edilen durumdan farklı olmadığı anlaşıldığına göre, nafakanın niteliği ve önceki nafaka tarihi itibariyle aradan geçen bir yıllık süre dikkate alındığında mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ve önceki nafaka tarihi itibariyle nafakanın niteliği gereği ÜFE artış oranlarına göre artış yapılarak, hakkaniyete uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerektiği-
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat ödetilmesini isteyebileceği- Yargıcın manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği- Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermesi gerektiği- Tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği-
Hakimin kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse lehine manevi tazminata hükmederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği-
Somut olayda davacıya zararlandırıcı olay neticesinde sol diz crush yaralanması teşhisi konulduğu, Adli Tıp Genel Kurulunca verilen rapora göre bu arızasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiğinden sürekli maluliyetine yer olmadığına karar verildiği, ancak iyileşme süresinin 26.06.2006 tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceğine ve bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğinden, bu süre zarfında %100 oranında malul sayılması gerektiği bildirildiğinden ve işverenin iş kazası veya meslek hastalığı ile ilgili olmayan işçisine veya mirasçılarına işçilik alacakları (ücret, kıdem tazminatı vs.) karşılığı yaptığı ödemeler tazminatlardan indirilemeyeceğinden, tüm yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 46 ve 47. maddeleri ve yargısal içtihatlar doğrultusunda davacının maddi ve manevi tazminat davaları yönünden olumlu bir karar verilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen nedenlerle her iki davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-