Davanın, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkin olduğu, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirası reddedilmiş sayılacağı (TMK m. 605/2)- Mirasçıların TMK'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebileceği, TMK'nun 606. maddesinde belirtilen sürenin bu davada uygulanmayacağı- Davanın alacaklılara husumet yöneltilerek görüleceği, bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesi olduğu- Dava dilekçesi içeriğine göre davanın, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczinin tespiti isteğine ilişkin olduğu (TMK m. 605/2 )- Gerek 743 sayılı Medeni Kanun'da, gerekse 4721 sayılı TMK'nda bu tür uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesi'nin görevli olduğu konusunda bir düzenleme bulunmadığı- 23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkemenin borç miktarına göre belirleneceği, ancak, davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesi'nin görevli olup olmadığını tayin ve tespitte dava konusunun değeri ve miktarı ölçüsünü kaldırmış, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğunun hükme bağlandığı (HMK m./1)- Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı-
İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulunun, üçüncü kişiye İİK. mad. 89 gereği haciz ihbarnamesi gönderilmesi ve bu haciz ihbarnamesine üçüncü kişi tarafından itiraz edilmiş olması gerektiği, bu koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde İİK'nun 89/4. maddesindeki sonuçların doğmayacağı ve böyle bir durumda, üçüncü kişinin sorumluluğunun genel mahkemelerde yargılama yapılmasını gerektireceği-
Taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacılar ile davalı arasında imzalanan sözleşme bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade etmekte olup, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili bir sözleşme olmadığından görev hususunun da bu doğrultuda değerlendirilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna gidileceği-
Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevli olup, davacılar açıkça, davalı idarenin hizmet kusuruna dayandığından; mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İdari makamın görevine giren bir iş kendisine arz olunduğundan davanın yargı yeri nedeniyle reddi yerine istem hüküm altına alındığından kararın bozulması gerektiği-
Usul kuralları ( görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından görev hususunun mahkemenin her aşamasında hakim tarafından re'sen nazara alınması gerektiği- Ziynet eşyası ve kişisel mala ilişkin taleplerin -açık bir biçimde- Aile Mahkemesi' nin görevine girdiği-
"Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Tapu Tahsis Belgeli Tesis Karşılığı Konut Sözleşmeleri"nin tarafların özgür iradeleri ile düzenlenen ve özel hukuk hükümlerine tabi sözleşmeler olup,sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği olayda, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgeli yerlerde, idarenin eylem ve işleminin tapu tahsis belgesinin verilmesi ile sona ermesi nedeniyle davacının kişisel hakka dayalı talebine ilişkin uyuşmazlıkta idari yargının değil, "adli yargı" mahkemelerinin görevli olduğu- 2981 sayılı Kanun' un 13. maddesinin (b) fıkrası, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliği' nin 14.maddesi ve tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve kendileri yönünden bağlayıcı sözleşme hükümleri uyarınca tapu tahsis belgeli gecekonduların bulunduğu arsa üzerindeki yapı ve müştemilatlar ile ağaçlara ait bedelin belirlenmesinde enkaz bedelinin esas alınması gerektiği-
İdarenin taşınmaza eylemli olarak el koyup taşınmazın tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olması nedeniyle açılacak tazminat davasında "adli yargının" görevli olduğu-
Kamu tüzel kişisi olarak kanunla kuruldukları ve kamu hizmeti sundukları tartışmasız olan "vakıf üniversitelerinin hastaneleri"nin, Devlet üniversiteleri hastanelerinden farklı tutulmasının hukuken olanaklı olmadığı, bu bağlamda sağlık hizmetinin sunulmasından kaynaklanan zararlarda, tazmin sorumluluğunun doğup doğmadığının, "idari yargı" yerince hizmet kusuru ilkesi kapsamında incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Kat Mülkiyeti Kanunu' na tabi taşınmazın ortak alanına yapılan müdahale ve işgalden doğan ecrimisil talebine ilişkin davanın Asliye Hukuk Mahkemesi' nde açılması gerektiği-
