Borçlu tarafından senetle üçüncü kişiye satılan ancak üçüncü kişiye fiilen teslim edilmemiş olan tapusuz taşınmazlar hakkında iptâl davası açılamayacağı–
Davalı borçludan, onun icra dosyasındaki alacağını temlik almış olan diğer davalı üçüncü kişinin hem borçlu ile aralarında bulunan akrabalık bağı ve hem de davalılar arasındaki temlikin gerçek bir alacak-borç ilişkisine dayanmaması nedeniyle iptâline karar verilmesi gerekeceği–
"Geçici aciz vesikası"na dayanılarak (İİK. 105/II) açılan iptâl davalarının, takip (ve dava) konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımını kesmeyeceği-
“İstihkak davası”nın zamanaşımını kesmeyeceği; zamanaşımını kesmeyen “geçici aciz vesikası”na dayalı tasarrufun iptali davası açıldıktan sonra, “kesin aciz vesikası” alınması halinde takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımının kesileceği-
Fon (kamu) Bankalarının, aciz belgesi ibraz etmeden iptâl davası açabilecekleri–
Borcun doğumundan sonra borçlunun eşi ile "anlaşmalı boşanma" çevresinde dava konusu taşınır ve taşınmaz malların eşine devretmesinin, "alacaklıdan mal kaçırma" amacına-yönelik sayılacağı ve dava devam ederken, davalı borçlu başkası ile evlenmiş olsa dahi yapılmış olan devir işleminin iptâle tabi olacağı–
Tasarrufun iptali davalarında davacının amacının, tapu ve trafik kayıtlarının iptali olmayıp, alacağına kavuşmak olduğu- Bu bakımdan alacaklının borçludan alacağının sağlanması için İİK 283. maddesi gereğince "satış sözleşmelerinin ve kayıtların iptallerine gerek kalmaksızın dava konusu taşınmazın ve aracın haciz ve satışının istenebilmesi" yönünde hüküm kurulması gerekeceği- Bu yön gözetilmeden, "tapu ve trafik kayıtlarının iptaline" karar verilmesinin doğru olmadığı-
"Tasarrufun iptâli davası" ile "muvazaa (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle tapu iptâli ve tescil davası"nın terditli olarak açılabileceği, muvazaa hukuki nedenine dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı–
Tasarrufun iptâli davasının dinlenebilmesi için, takip dayanağı emre muharrer senetlere esas (neden) olan borç ilişkisinin, "tasarruftan önce var olduğu"nun, davacı-alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceği–