Tasarrufun iptali davalarında, mahkemece ‘borcun hangi tarihte doğduğu’nun ve ‘borcun doğumuna ilişkin hukuksal nedenin kaynağı’nın araştırılması gerekeceği-
6183 sayılı Kanun'un 28/2 maddesi kapsamında kendi verdiği malın, akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borç­lunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olup davalıların iyi niyetli olmalarının önem arz etmemesi, borçlu F. ile 3. kişi F.'­nın kardeş olmalarına, 6183 sayılı yasanın 28/1 maddesi uyarınca kardeşler arasında yapılan ivazlı ya da ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörül­mesi, bunun yanında davalılardan F.'nın borçlu olan ablası F.'in vergi alaca­ğının tahsiline imkân bırakmamak için hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
Dava muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali ile taşınmazın davalı eş adına tapuya tesciline ilişkin olduğu, davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup davacının katılma alacağının tahsilini sağlamak bakımından eldeki davayı açmakta hukuksal yararı bulunmadığı, uyuşmazlığın çözüm yeri, dava değerine göre genel mahkemeler olup Aile Mahkemesinin görevsiz olduğu-
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için “dava tarihinden ö n c e veya s o n r a (yargılama sırasında) davacı - alacaklı tarafından yapılmış ve kesinleşmiş bir i c r a t a k i b i bulunması gerekeceği- Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, mahkemece davacı tarafından İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi gerektiği-
İİK.’nun 5. maddesi gereğince; icra ve iflas dairesi görevlileri aleyhine –kusurlu eylem ve işlemlerinden dolayı- zarar gören kişiler tarafından açılacak olan tazminat davasının adli yargı yerinde görüleceği, idari yargı yerinde görülemeyeceği-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Takip ve dava konusu bononun düzenlenme nedenini davalılar tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklayıp kanıtlayamamış olduklarından mahkemece davacının muvazaalı olarak icra takibinin yapıldığına ilişkin iddiası kabul edilerek, muvazaalı olarak düzenlendiği anlaşılan bono ile yapılmış olan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, evlilik birliği içinde kooperatif hissesinin devri yoluyla davalı eş adına satın alınarak aile konutu olarak kullanılan meskenin davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, kendisinin satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, kooperatif hissesinin davalıya devrine dair işlemin; şayet yargılama aşamasında ferdileşme sağlanırsa tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini istediği, davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-Çekişme konusu taşınmazın belirtilen değerine göre temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Davanın, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davacı Vakıflar Bankası T.A.O.nın aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmadığı-