Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının reddine ilişkin kararın yargıtayca bozulması halinde menfi tespit davası sonucunda verilecek kararın sonucunun tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılması gerekeceği - Tasarrufun iptali davalarının amacının; borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak" olduğu–
Temlikin iptali istemiyle açılan tasarrufun iptali davalarında, mahkemece “temlik alacaklısı davalı-üçüncü kişinin borçludan gerçekten alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğu” hususunun gerekirse tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak araştırılması gerekeceği-
Temyizen Yargıtay 4. Hukuk Dairesince incelenecek olan "muvazaa" (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) iddiasına dayalı olarak açılan tasarrufun iptal davalarına, davacı tarafından "aciz belgesi" ibraz edilmese dahi bakılması (sonuçlandırılması) gerekeceği-
Tasarrufun iptali davası açmış olan davacı vekilinin “müvekkilinin iflas etmesi nedeniyle davadan çekildiğini” belirtmesi üzerine, davacının iflas idaresine duruşma günü tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra duruşmaya devam edilmesi gerekeceği-
"Takip konusu borcun haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası sonucunda verilen kararın kesinleştiği tarihte" değil, "haksız fiilin işlendiği tarihte" doğmuş sayılacağı–
Borçlu tarafından yapılan, işletme ruhsatı kendisine ait olan özel halk otobüsü hattının başka bir kişiye devrine ilişkin işlem hakkında tasarrufun iptali davası açılamayacağı-
İİK. nun 97/XVII. maddesi uyarınca, istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının –İİK. nun 11.Babı hükümlerine dayanarak- geçici veya kesin aciz belgesi ibraz etmeksizin karşılık dava olarak “iptal davası” açabileceği-
Satışın salt borcun doğumundan sonra yapılmış olması halinde iptal şartları oluşmamışsa tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği- Mahkemece öncelikle mevcut delillere göre tasarrufun iptalinin gerekip gerekmeyeceğinin araştırılması ve sonucuna göre  tasarrufun iptali davası yönünden karar verilmesi, tasarrufun iptali davasının sonucuna göre de davacı 3.kişinin istihkak davası hakkında  karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının açılma koşullarından birisinin de "takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın bulunması" olduğu, borçlunun itirazı üzerine alacaklının açtığı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde alacağın kesinleşeceği; davacının maddi bir vakıa olarak kazanç elde etme amacıya borçluya borç para vermiş olmasının yani tefecilik yapmış olmasının davamız açısından önem taşımayacağı, bu durumun davacı ile davalı borçlu arasında muvazaalı bir alacak oluşturduğu sonucunu doğurmayacağı-