İptali istenen tasarrufun, senetlerden ve kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olduğu, dava konusu taşınmazın borçlu şirketin ticaret sicil adresi olması ve davalı 3. kişi şirketin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK mad. 280/1,2,3 gereğince iptale tabi bulunduğu, sebepleri ile dava konusu takip dosyaları yönünden iptal kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Davacı bankalar tarafından açılan dava kabul edilmiş olmasına göre davacı yerine geçen Ltd. Şti. lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı lehine yargılama ve vekalet ücreti takdiri doğru olmayıp, bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden düzeltilerek onanmasına karar verildiği-
Takibe konu senetlerin tanzim tarihleri gözetildiğinde,  iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının önkoşul yokluğu nedeniyle reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil-alacak davası-
Borçlunun yargılama devam ederken iflas etmesi halinde, İİK’nun 191.maddesine göre masadaki mallar üzerindeki her türlü tasarruf alacaklılara karşı hükümsüz olacağından İİK’nun 245. maddesi gereğince 1. ve 2. alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, davacı alacaklıya davanın devamı için yetki verilip verilmediği yoksa masa tarafında mı devam edeceği netleştirildikten ve buna göre taraf teşekkülü sağlanıp yargılamaya devam olunarak, taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tutanağının İİK. mad 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu- Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, davalı üçüncü kişinin borçlu davalının durumunu ve amacını bilen kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun iptale tabi olduğu, davalı üçüncü kişi dava konusu taşınmazı elden çıkardığından hakkındaki davanın bedele dönüştürüldüğü-
Borçlunun aciz halinde olduğunun anlaşılması, iptali istenen tasarrufların dava konusu takip dosyasındaki senetle doğan borçtan sonra yapılmış olması ve davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK’nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Borcun doğumunun, iptali istenen tasarruflardan sonra olması halinde, tasarrufun iptali davasının, "dava şartı yokluğu" nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- Davalı borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması ve davacı tarafından itirazın iptali davası açılması halinde, davanın  davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması halinde, tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosyadan yapılan hacizler İİK'nun 105.madde kapsamında olup anılan yasanın 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olduğundan bu takiple ilgili olarak davanın esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Davanın borçlu hakkında kesinleşmiş takip bulunmadığı, dolayısı ile davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İptali istenen tasarrufun senet ve kullanılan kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olduğu görüldüğünden,  borçlunun çocukları olan davalı 3. kişiler (İİK. mad. 278/3-1) ve borçlunun çalışanı davalı 4. kişi (İİK. mad. 280) yönünden tasarrufun iptali gerektiği- İcra takibine itiraz üzerine davacı alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşıldığından,  bu davanın davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması halinde, anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun aciz halinde olduğunun anlaşılmasına, iptali istenen tasarrufların dava konusu takip dosyasındaki 25.3.2011 tanzim 3.7.2012 vadeli senetle doğan borçtan sonra yapılmasına, 4.6.2013 ve 26.8.2013 tarihli tasarrufların dava açıldıktan sonra yapılmış olmasına, davalı 3.kişilerin borçlunun eşi ve kızı, davalı 4.kişi şirketin borçlunun çocuklarına ait yine davalı 4.kişinin de ekonomik durumu itibarıyla dava konusu aracı almasının hayatın hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle dava konusu 12.10.2011 ve 20.10.2011 tarihli tasarrufların İİK’nun 278/3-1 ve 280/1 madde, 4.6.2013, 26.8.2013 tarihli tasarrufların da İİK’nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Borcun doğumu, iptali istenen tasarruflardan sonra olduğundan adı geçen davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- Davacı bankanın dava konusu yaptığı takip dosyasına davalı borçlunun itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durduğu, başka bir dava ile davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşıldığından mahkemece itirazın iptali davası ilgili mahkemesi'nden istenerek incelenmesi davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise şimdiki gibi anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın önkoşul yokluğu reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu takip dosyaları içeriğinden borçluyla ilgili malvarlığına ilişkin yazılan haciz yazılarından tapuya kayıtlı taşınmazının bulunmadığı, bankalarda hesabının olmadığı, 3.kişiler de alacağının bulunmadığı, adına kayıtlı üç araçtan birinin üzerindeki rehin nedeniyle satıldığı, iki araçtan birinin değerinin 13.000 TL olduğu davacının anılan araçlardaki haciz sırasının 24 ve 26. sırada yer aldığı dolayısıyla 31.1.2014 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105 maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği-