ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
İİK'nın 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK'nın 50. maddesi atfı ile HMK' nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği- Borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerinde takip yapılabileceği ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde bu hükmün (HMK. mad. 7) uygulanmayacağı-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için de yetkili hale gelmeyeceği-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği- İhtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz talebinin incelenmesi gerekirken, yerel mahkemece, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İstihkak davalarında dava konusuna ilişkin genel dava koşullarının yanında (kesin hüküm bulunmaması, hukuki yarar gibi) özel dava koşullarından olarak geçerli bir haczin bulunması koşulunun da oluşmasının gerekli olduğu- İhtiyati haciz kararı verilen dava dosyasında, istihkak davasına karar verildikten sonra alacaklı tarafından, İİK. mad. 264 uyarınca, bir aylık sürede takip talebinde bulunup bulunulmadığı ve ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılamadığı görüldüğünden, bu husus açıklığa kavuşturularak, dava konusu haczin dayanağı kalmadığı belirlenirse konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacaklı tarafından süresinde takip talebinde bulunulması halinde ise işin esasına girerek karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince, İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmekle, alacaklı genel mahkemede alacak davası açıp lehine karar alsa da, iş bu kararın, iptal edilen takip üzerinden işleme konulmasına yasal imkanın bulunmadığı-
Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı; icra takibinin ise, derdest kalmakta devam edeceği, alacaklının derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabileceği-
İflasın ertelenmesi kararı, borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyip, bu süreçte, ihtiyati haciz kararının infaz edilebileceği, ancak haczedilenlerin muhafaza altına alınamayacağı, ihtiyati haciz kararının icrai hacze dönüşmesi prosedüründe belirtilen süreler de iflasın ertelenmesi kararı sonuna kadar işlemeyeceği-
Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresinin 5 gün, ödeme süresinin ise 10 gün olduğu, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264/son maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı- Şikayet tarihinin, gerekçeli karar başlığında farklı bir tarih olarak yazılmış olmasının, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re'sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmadığı-