Alacaklının daha önce talep ettiği ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünden ve haciz istemi bu şekilde gerçekleştiğinden alacaklının bu haczin düşmesinden sonra yeniden haciz isteyebilmek için yenileme harcı ödemesine gerek bulunmadığı-
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, borçludan (492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, tahsil harcının yarısının (% 2,27 oranında) tahsili gerekirken, %4,55 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesinin iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği-
Tebligat mazbatasına, tebliğ memuru tarafından beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin alacaklı vekiline yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup alacaklı vekilinin, bahse konu işlemi öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İİK 264/2 maddesi uyarınca, ihtiyati hacizlerin halen geçerli olduğu- Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise, ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz kalacağı-
İhtiyati haciz hükümsüz kaldığından istihkak davası da konusuz kaldığından, davacı alacaklının açtığı dava ile ilgili olarak “konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu- Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığı- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşulun gerekmediği- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği-
Sıra cetveline şikayetin, sıra cetvelinin düzenlendiği icra müdürlüğünün bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılacağı ve bu yetki kuralının kesin olduğu- İlk haciz sahibinin belirlenmesi ile yetinilmesi gerekip, ilk haczin asıl ve birleşen dosyada şikayetçinin haczi olduğu, sıra cetvelinin ilk haciz sahibi olan, asıl ve birleşen dosyada şikayetçinin alacaklı olduğu icra müdürlüğünce düzenlenmesi gerektiği belirtilerek asıl dosyada icra memur muamelesine şikayetin kabulüne ve yetkisiz icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesine ilişkin icra memuru işleminin iptaline, birleşen dosyada ise, asıl dosyada şikayete konu sıra cetvelini düzenleyen icra müdürlüğünün yetkili olmadığı belirlendiğinden şikayete konu sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiğinin belirtilmesiyle yetinilerek hükmün bozulması gerekirken, asıl ve birleşen dosyada şikayetin esasına ilişkin gerekçelere dayanılmasının hatalı olduğu-
Borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih ile tahsilatın yapıldığı tarih arasında altı gün süre bulunup, İİK. mad. 168/2'de öngörülen on günlük süre geçmeyip, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmediği görüldüğünden yapılan tahsilattan % 4,55 oranında harç alınması gerektiği-
Davaya konu haczin, yargılaması sırasında verilen ihtiyatı haciz kararına dayanılarak yapıldığı, buna ilişkin kararının davalı alacaklı tarafından tebellüğ edildiği tarihi göre ve alacaklılar vekilinin süresinde takip talebinde bulunduğu, bu haliyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü anlaşıldığından, alacaklı tarafından İİK'nun 264. maddesi uyarınca, bir aylık sürede takip talebinde bulunularak ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleştirilmiş olduğu-
Alacaklının itirazla duran icra takibi aşamasında, ihtiyati haciz uygulatması genel anlamda bir takip işlemi olmadığından, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, takibin durmuş olmasının ihtiyati haczin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, somut olayda itiraz edilmeyen ihtiyati haciz kararı geçerliliğini koruduğundan, mahkemece dava konusu istihkak iddiasının esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-