İtirazın iptali davasının reddine karar verilmesi ile alacaklı, davasında haksız çıkmış olup ihtiyati haciz hükümsüz kaldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nin Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından icra müdürlüğüne gönderilen ihtiyati haczin devam ettiği yönündeki yazı cevabının bağlayıcı olduğuna ilişkin kabulünün isabetsiz olduğu- İcra müdürlüğünce, ihtiyati haciz kararı gereğince yapılan kesintilerin, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden alacaklıya ödenmesi de doğru görülmemiş olup, mahkemece alacaklılara hataen yapılan ödemelerin borçlulara iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılığın olmadığı, o halde ilk derece mahkemesinin, şikayetin kabulü yönündeki kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Henüz ortada kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının kapsamı gereğince araçlara konulan yakalama (trafikten men) şerhlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınmasının mümkün olmadığı- İcra takibine başlanmış ise de henüz icra takibi kesinleşmemiş olup, ihtiyati haciz icra-i hacze dönüşmediğinden, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi sırasında tahsil harcı alınamayacağı-
Genel mahkeme yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin şikayeti inceleme görevinin ihtiyati tedbir kararını veren mahkeme olduğu-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından şikayet konusu yapılmayan; haczine karar verilip müdürlük dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmesine ilişkin .............. tarihli müdürlük işlemi yönüyle de hüküm tesis edilmiş olmasının doğru olmadığı-
İhtiyati haciz alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş ise esas hakkında verilecek hükmün ihtiyati haciz kararını veren mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu, alacaklının, hükmün tebliğinden itibaren bir ay içinde takip talebinde bulunmaması halinde, ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı-
Borçlu hakkında alınan 12.09.2013 tarihli ve 20.000 TL için verilen ihtiyati haciz kararının, 13/09/2013 tarihinde icra müdürlüğüne sunularak takip başlatıldığının, aynı tarihte borçlunun malvarlığına ihtiyati haciz konulmasının talep edildiğinin, dava tarihi itibariyle takibin kesinleşmediğinin görüldüğü, dosyada mevcut icra müdürlüğünün tapu müdürlüklerine yazmış olduğu şikayete konu müzekkereler incelendiğinde "haciz" ibaresinin belirtildiği ve infazının da bu şekilde yapıldığı, tapu sicil müdürlüğündeki şerhlerin de müzekkere uyarınca "icrai haciz" olarak konulduğu ve alacak miktarının 450.000 TL olarak belirtildiği görülmüş olmakla, işlemin niteliği ihtiyati haciz olup müzekkerelerin ihtiyati haciz şeklinde ve 20.000 TL olacak şekilde yazılması gerektiği-
Uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde İİK'nin 281/2'nci maddesinin uygulanmasını talep etmesine rağmen ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır.İİK'nin 281/2'nci maddesi ile aynı kanunun 257 ve devamı maddelerinde ön görülen ihtiyati haciz kararları, konuları ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklıdır. Zira İİK'nin 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde eder. Davanın konusu taşınmaz ise 3'üncü kişi üzerindeki kaybın düzeltilmesine gerek olmaksızın taşınmazın satış ve haczini isteyebilir, İİK'nin 281/2'nci maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra ilgili tasarrufun iptali davası kabulle sonuçlandığı takdirde alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılamadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden bu ihtiyati haciz kararı İİK'nin 257 ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati hacizden farklıdır. Hemen belirtmek gerekir ki İİK'nin 257 ve devamı maddelerine göre alınan ihtiyati haciz kararları sonrası dava alacaklı lehine sonuçlandığı takdirde aynı kanunun 264/3'üncü maddesine göre alacaklının 1 ay içerisinde takip talebinde bulunma zorunluluğu bulunmasına karşın, az önce belirtilen nedenlerle İİK'nin 281/2'nci maddesinde ön görülen ihtiyati haciz kararı için böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, 'araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek" uygulanmasının mümkün olmayacağı-