Mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi hükmü gereğince ................ İcra Hukuk Mahkemesi'nin .............. Esas sayılı ve "..davanın kabulüne, ............... İcra Müdürlüğünün .................. Esas sayılı dosyadaki takibin davacı yönünden geri bırakılmasına..." şeklindeki kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesine, icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesi halinde davanın aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeni ile husumetten reddine, aksi halde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğu-
Adi şirket mal, hak ve alacakları ortaklarca birlikte tasarruf edilebildiği- Takip konusu borcun ortaklığın borcu olması hâlinde, ortaklığa ait mal, hak ve alacaklar üzerine münferiden haciz konulabileceğine ilişkin bir düzenleme öngörülmediğinden, adi ortaklığın yaptığı iş nedeniyle üçüncü kişi nezdindeki ya da başka bir takip dosyasındaki alacaklarına doğrudan müzekkere ile haciz konulamayacağı-Somut uyuşmazlıkta, adi şirket takipte borçlu gösterilerek, adi şirketin borcu için adi şirketin başka bir takip dosyasındaki alacağının haczi maksadıyla haciz müzekkeresi gönderilmiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda adi şirket yönünden takip iptal edildiğinden, adi şirket adına diğer takip dosyasına gönderilen haciz müzekkeresinin de iptali gerektiği-
Adi şirket mal, hak ve alacakları ortaklarca birlikte tasarruf edilebildiğinden ve İİK’nın 94. maddesinde hisse haczi, TBK’nın 638/2. maddesinde ise tasfiye payı haczi düzenlenmiş olup, takip konusu borcun ortaklığın borcu olması hâlinde, ortaklığa ait mal, hak ve alacaklar üzerine münferiden haciz konulabileceğine ilişkin bir düzenleme öngörülmediğinden, adi ortaklığın yaptığı iş nedeniyle, üçüncü kişi nezdindeki ya da başka bir takip dosyasındaki alacaklarına doğrudan müzekkere ile haciz konulamayacağı-
Her ne kadar taşınmaz satış sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmış ise de, sözleşme edimleri yani satış bedeli ve davalı alıcı adına tapu tescili yerine getirildiğinden şekle aykırılığı ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan sözleşmenin mahkemece geçerli olduğunun kabulü gerekirken aksi düşüncenin yerinde olmadığı, ayrıca mahkemece söz konusu satış sözleşmesi ve tutanağının her zaman ve her ortamda düzenlenecek türden bir belge olduğu, davalı yükleniciden sadır olup olmadığının sabit olmadığı gerekçesiyle itibar edilmemesi gerektiği belirtilmiş ise de, davacının söz konusu belgelerdeki imzaların davalı yüklenici ve diğer davalıya ait olmadığı, sahte olduğu, belgelerin sonradan düzenlendiğine dair bir iddiası olmadığından belgelerin muteber kabul edilmesi gerekeceği, satış sözleşmesini davalı adına imzalayan ................’un yetkili kılındığına dair delil olmadığı belirtilmiş ise de gerek temsil gerek vekalet sözleşmesinin kurulmasının geçerlilik şekline bağlı olmadığı, hukuki işlem vekaletinde vekalet belirli bir geçerlilik şekline tabi bir işlemi yapmaya yönelik olsa bile, vekalet ve temsilin şekle tabi olmadan geçerli olduğu, davalı, dava dışı ............’un vekil olarak hareket ettiğini kabul ettiğinden mahkemece aralarında vekalet ilişkisi olduğunun kabulü gerekeceği, iş bu nedenlerle mahkemece, davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tarafına düşen dava konusu bağımsız bölümü, satış sözleşmesi uyarınca davalı alıcıya devri gereken bağımsız bölüme saydığının kabulü ile davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haciz konulan şirkete yazılan yazı cevabında şirket tarafından şirkete ait hisse senetlerinin hamiline hisse senedi olarak düzenlendiği ve şirket nezdinde borçluya ait fiziken bir hisse senedi bulunduğunun belirtilmesi dayanak yapılarak hükmün kurulmuş olduğunun görüldüğü, bu nedenle haczin pay defterine işlenmesinin hukuken mümkün olmadığının belirtildiği- Bu durumda uzman bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak ve İİK'nın 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Satışın durdurulması ve kıymet takdiri yapılması isteminin reddi kararını şikayete ilişkin kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı- Ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından henüz bilanço düzenlenmemişse, bilançonun düzenlenmesi sonucu borçluya düşecek kar ve tasfiye payından veya borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların İİK'nın taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesi yolu ile ya da ortağın şirketten olan diğer alacaklarından alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini haiz olduğu- Bunun dışında şirket ortağı borçlunun şahsi borcu nedeniyle şirkete ait malvarlığının haczedilmesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece yapılacak işin; taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili ait olduğu belediyeden işlem dosyası ve projeler de getirtildikten sonra bilirkişi marifeti ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi, ekleri, teknik şartnamesi, tasdikli projesi, yapı ruhsatı imar mevzuatına göre değerlendirilip yüklenicinin inşaatı tamamlayıp arsa payına hak kazanıp kazanmadığının tespit edilmesi, eksik ve kusurlu işler var ise eksik ve kusurlu işler ile giderim bedelinin belirlenmesi, bedelin depo ettirilmesi, eksik ve kusurlu işlerin imar mevzuatına aykırı olduğunun tespit edilmesi halinde; dava konusu taşınmaz yasal hale getirilebilecek ise bunun için gerekli iş ve işlemlerin ilgili belediyeden sorularak hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, alınacak cevaba göre eksik ve kusurların imar mevzuatına uygun şekilde giderilmesi için davacıya verilecek makul süre ve yetkinin belirlenerek verilmesi, süresinde imara aykırılıkların giderilmesi halinde davacının tapu iptal tescil talebinin değerlendirilmesi ve haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi, imara aykırılık giderilemeyecek ise davanın reddine karar verilmesinden ibaret olduğu-
Şikayetçi borçlunun ......... A.Ş.'deki şirket hissesi üzerine konulan haczin, şirket adresinde haczin pay defterine işlenmesinin istenmesi ve ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılması suretiyle yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; borçlunun, şirketteki hisselerinin hamiline yazılı olup, ancak İİK’nın 88. maddesi gereğince haczedilebileceğine dair istinaf nedeninin, İlk Derece Mahkemesi aşamasında ileri sürülmemesi ve kamu düzeninden de olmaması nedeniyle istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; şikayetin çözümlenmesi, şikayetçinin 3. kişi şirketteki hisselerinin türünün belirlenmesine bağlı olduğundan, İlk Derece Mahkemesince, uzman bilirkişi aracılığıyla adı geçen anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı 26.8.2019 tarihi itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, İİK'nın 88. ve 94. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Haciz konusu A.Ş. hisse senetlerinin hamiline yazılı senetler olup, İİK'nun 88. maddesi gereğince, haczedilerek icra kasasında muhafaza altına alındığı, haczin borçlu şirketin adresinde ve borçlu şirket muhasebecisinin huzurunda yapılması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayacak nitelikte bir delil sunamamış olup borçlu şirketin yetkilisi ...........'in davacı şirketin eski ortağı ve yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle borçlu ile 3. kişi arasında organik bağ bulunduğu, mahcuz hisse senetlerinin iptaline ilişkin olduğu bildirilen ............. tarihli yönetim kurulu kararının, borcun doğum tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında 3. kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik muvazaalı hisse devirleri yapıldığının kabulü gerektiği-
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkının olduğu, İlk Derece Mahkemesince bu ilke doğrultusunda şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılmasının yerinde olduğu-