Haciz konusu A.Ş. hisse senetlerinin hamiline yazılı senetler olup, İİK'nun 88. maddesi gereğince, haczedilerek icra kasasında muhafaza altına alındığı, haczin borçlu şirketin adresinde ve borçlu şirket muhasebecisinin huzurunda yapılması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayacak nitelikte bir delil sunamamış olup borçlu şirketin yetkilisi ...........'in davacı şirketin eski ortağı ve yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle borçlu ile 3. kişi arasında organik bağ bulunduğu, mahcuz hisse senetlerinin iptaline ilişkin olduğu bildirilen ............. tarihli yönetim kurulu kararının, borcun doğum tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında 3. kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik muvazaalı hisse devirleri yapıldığının kabulü gerektiği-
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkının olduğu, İlk Derece Mahkemesince bu ilke doğrultusunda şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılmasının yerinde olduğu-
İİK. 94 ve 120 uyarınca yetki verilmesi talebinin icra müdürlüğüne bildirilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin "borçluların pasif taşınmazlarının araştırılması ve sorgulanmasına" ilişkin yaptığı talebin icra müdürlüğünce reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK düzenlenmesi gereğince alacaklının 3. kişi konumundaki kişiler hakkında ölüp ölmediği veya mal varlığı sorgusunun, Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırı olduğu, kişilerin verilerinin gizliliğin güvence altına alındığı, İİK'nın 94. maddesi gereğince yapılacak iş ve işlemlerin borçlu hakkında ve istisnai durumlar için öngörüldüğü-
Takip borçlusunun ölen babasının mal varlığı sorgusunun yapılması mümkün müdür?
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-
Davacının alacağını karşılayacak oranda hesaplanacak bedel üzerinden harcın belirlenip, davacının alacağını karşılayacak oranda hesaplanacak bedel üzerinden harcın tamamlatılması gerekirken, yüklenicinin hak ettiği tüm taşınmazların dava tarihindeki değerleri üzerinden harcın tamamlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasının isabetsiz olduğu-
Takip ile ilgisi olmayan borçlu durumunda olmayan şahısların kişisel kimlik bilgileri ve sorgulama yapılması icra müdürlüğünün görevi olmasa bile iş bu dosyada alacaklı tarafça borçlunun babasının T.C. kimlik numarası ve bilgilerini bildirmekle icra müdürlüğünce bu durumun UYAP kayıtlarından teyit edilmesi mümkün olup babasının ölümüyle mirası mirasçıya geçeceğinden murisi adına kayıtlı mallarının tespitinde alacaklının hukuki yararı bulunduğundan icra müdürlüğünce talebin kabulü yerine reddinin doğru olmadığı-
UYAP sisteminde icra müdürlüklerine muris ekleme, murislerin adına kayıtlı taşınmazların sorgulaması yetkisi verilmiş olup, yalnızca ölü kayıtlar yönünden nüfus kayıt örneğinin sorgulanmasının özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakların ihlali anlamına gelmediği; Borçluya murislerinden intikal eden taşınmazların bulunup bulunmadığının tespiti bakımından böyle bir sorgulamanın zorunlu olup, davacı alacaklı vekilinin talebi takibi ilerletmeye ve borcun tahsiline yönelik olduğundan icra müdürlüğünce talebin reddine karar verilmesi mahkemece de müdürlük işleminin iptaline dair şikayetin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna-