TMK m. 562 uyarınca miras bırakan tasarruf edebileceği kısmı aştığında payı zedelenen mirasçı veya mirasın geçtiği tarihte elinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların, alacaklarını elde edebilmek için mirasçıya tanınan süre içerisinde tenkis davası açabileceği- Mahkemece davacı tarafa İİK'nın 94. maddesi uyarınca icra müdürlüğünden yetki alması için süre verilmesi, yetki belgesi alındıktan sonra davanın MK.nın 562. maddesi uyarınca değerlendirilmesi, taraf delillerinin toplanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava, İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan, yüklenicinin arsa sahibinden hak ettiği ancak tapuda adına intikal ettirilmemiş taşınmazlardan, tahsil tarihi itibariyle icra dosyası alacağını karşılayacak miktarda bağımsız bölümün yüklenici adına tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir...İcra dosyasındaki güncel kapak hesabı dikkate alınarak, bilirkişi raporunda belirlenen taşınmazların değerleri üzerinden, davacının alacağını karşılayacak oranda taşınmaz için hesaplanacak bedel üzerinden harcın tamamlatılması gerekir.
istihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği- Borçlunun A.Ş.'deki hissesinin haczi için ..Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne haciz müzekkeresi gönderilmiş, İstanbul Ticaret Odası borçlunun hissesine haciz işlendiğini bildirmiş, alacaklını haczin şirket defterine işlenmesi için talepte bulunması üzerine talimat saylı dosyasında şirketin adresine gidilmiş olup pay defterinin haciz mahallinde olmaması nedeniyle defterin sunulması için süre istenmiş ise de defter sunulmadığı görülmüş olduğundan, borçlunun şirketteki payının haczi için şirkete haciz yazısı gönderilmesi, fiilen de elkonulmadığı ve paydefterine işlenmediği anlaşıldığından, geçerli bir haczin varlığından bahsedilemeyeceği, bu durumda istihkak davasının ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
Dava konusu alacağa yönelik olarak dava dışı şirkete İİK.nun 94. maddesi uyarınca gönderilen haciz yazısı ve borçlu ile 3. kişi arasındaki adi yazılı devir protokolü göz önüne alındığında; haciz sırasında dava konusu payın maliki borçlu olmayıp üçüncü kişi olduğundan İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı alacaklı tarafından dayanılan deliller, karinenin aksini ispat etmeye yeterli görülmemiş, davalı alacaklının borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlem yapıldığına dair iddialarının açılabilecek tasarrufun iptali davasında da değerlendirilebileceğinden davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
TTK’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İİK’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. m. 94/1 C.3), buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda olmadığı- İcra müdürünün, İİK’nun 94/l-3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebileceği-
İİK 94 uyarınca açılan tescil talepli davada icra müdürlüğünden yetki belgesi alınarak ibraz edilmesinin dava şartı olduğu, ancak bu eksikliğin HMK 115/2 dava sonuçlanıncaya kadar her zaman tamamlanabileceği, bu nedenle davacıya bu konuda kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi gerektiği-
İİK’nın 94/2 maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında davalı arsa sahibi aleyhine verilen kabul kararının mahiyetine göre bu davalı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu-
Temliken tescil talebi- Kural olarak da geçersiz olmadıkça veya sözleşme feshedilmedikçe yarışan şahsi haklardan önceki tarihli olanına değer tanınacağı- Buna göre yüklenici adına İİK m.94 uyarınca taşınmazı tescil ettiren alacaklıların alacağının doğum tarihinin, başka bir sebep yok ise en geç icra takip tarihinde doğduğu kabul edilerek yükleniciden haricen taşınmaz satın alan davacının temlik tarihi ile karşılaştırılarak hangisinin öncelikli olduğu belirlenip, yarışan şahsi haklar ilkesine göre değerlendirme yapılmak suretiyle tapu iptâli ve tescil konusunda sonucuna uygun karar verilmesi gerekitiği-
Şirkete gönderilen müzekkere içeriğinin, adeta icra müdürlüğünün şirket ortağının yerine geçtiğini belirtmekte olup ilgili TTK. ve İİK. hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenlerle şikayetin kısmen kabulü ile müzekkerenin yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Usuli kazanılmış hak kavramının, usul hukukunun temel prensiplerinden olup, HUMK ve HMK'da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerek uygulamada kabul edilmiş ve uygulanagelmiş olduğu- Hukukun kaynağı sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmeyeceği- Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmasının zorunlu olduğu- Usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmakta olup bunların; geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni ve açık maddi hataya düşülmesi halleri olduğu-