Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunmasının gerektiği- Yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemeyeceği- Hâkimin, hatır taşımasında gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda olmadığı- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte belirtilmesi gerektiği- İtiraz Hakem Heyeti kararı bozma ile ortadan kalktığından, bozma sonrasında da bozmaya uygun olarak hüküm kurulması gerekirken, bozma ile kaldırılan ve bu aşamada ortada olmayan Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına atıfla "davalının itirazının reddine" şeklinde hüküm tesisi yoluna gitmesinin doğru olmadığı-
Başvuru sahibinin tahkim yoluna başvurmadan önce aynı uyuşmazlık açısından genel mahkemelerde dava açmamış olması gerektiği- Mahkemeye intikal etmiş uyuşmazlıklarla ilgili olarak komisyona başvuru yapılamayacağı- Uyuşmazlığın daha önce mahkemeye intikal etmemiş olmasına dair usuli şartın gerçekleşmemesi sebebiyle başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için üniversite öğretim üyelerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Tarafların kusur durumunun belirlenmesi için İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle davacıya SGK tarafından peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığı, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bir araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Dava şartları, davanın açılabilmesi için değil, yargılamanın devamı için gerekli hususlardan olduğundan bir kısım dava şartlarının tamamlanabilir nitelikte olduğu, tamamlanabilir dava şartları söz konusu olduğunda eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte başvurunun yapıldığı ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu hâllerde bu eksikliğin tamamlanabileceği- Davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp (kararın davacı tarafından temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-