davalı sigorta şirketi nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan araçta yolcu konumunda bulunan davacının 10.05.2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yaralanması nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebi-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- İtiraz Hakem Heyetince, davacının da olayda sürücü olduğu gözetilerek, konusunda uzman bilirkişiden kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması gerektiği- Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik ve ekindeki cetvellere göre, bizzat muayene edilmek suretiyle kazadan sonra oluştuğu maluliyete neden rahatsızlıklardan olduğu belirtilen anksiyete bozukluğu nedeniyle, davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı, kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, belirtilen rahatsızlığın ömür boyu sürüp sürmeyeceği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği konusunda içerisinde psikiyatri uzman doktorun da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre de diğer sağ klavikula kırığı arazından kaynaklı %3 oran ile birlikte toplam maluliyetinin belirlenerek (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi gerektiği-
Meydana gelen kaza nedeniyle kaza tespit tutanağının düzenlendiği, buna göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün şerit izleme kurallarına riayet etmediği, davacının sürücüsü olduğu aracın ise arkadan çarpma kural ihlali ile emniyet şeridinde seyretmek kural ihlalinde bulunduğu, hakemce kusura yönelik bilirkişi raporu alınmadığı, dosyada kusura yönelik başka bir belirleme olmadığı ve kaza tespit tutanağı esas alınarak %50 -%50 kusur oranlarına göre sonuca gidildiğinden kusur oranlarına ilişkin yapılan araştırma yeterli görülmemiş olup eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağı- Davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken Uyuşmazlık Hakem Heyetince fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin ve buna yönelik davalının itirazının reddinin doğru görülmediği-
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesinin zorunlu olduğu; belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerektiği-
Çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verileceği- İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için üniversite öğretim üyelerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekilinin vekalet ücreti itirazı dışında karara itirazı bulunmadığından önceki karardaki tazminat hesap yöntemi ile tazminat tutarı davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu; buna göre %17 maluliyet oranı üzerinden yapılan hesaplamada bulunan tazminat tutarı, son rapordaki %25 oranına göre aynı yöntemle yapıldığında, ilk karardaki 96.710,00 TL'den fazla çıkacağı kesin olup, bu nedenle yeniden tazminat hesabı yaptırılmasına gerek bulunmadığı-
Uyuşmazlığın; davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacının uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin olduğu-Bir dava şartı noksanlığı taraflarca sonradan giderilebilecek ise, bu durumda hakimin acele etmemesi gerektiği, somut davada, dosya kapsamından davacı asılın yargılama sırasında vefat ettiği, İtiraz Hakem Heyetince 09.11.2022 tarihli ara kararla vekilinin dosyaya sadece veraset ilamı ibraz ettiği belirtilerek, davacı vekiline "...tüm mirasçıların davaya katılım veya vekaletini sağlaması için 30 günlük süre verilesine.." karar verildiği ancak bu sürenin kesin süre olmadığı gibi sonuçlarının da ihtar edilmediği, kaldı ki davacı vekilince mirasçılardan dördünün vekaletinin verilen sürede tamamlandığı, ancak mirasçılardan O. Ş. yurt dışında olduğundan vekaletinin ibraz edilemediğinin bildirildiği, bu mirasçının vekaletinin de 19.12.2022 tarihinde alındığı ve dosyaya ibraz edildiğinin anlaşıldığı- Bu durumda, davacı asılın vefatının ardından vekiline usulünce kesin süre verilerek gereği yerine getirilmediği takdirde sonuçları açıklanmaksızın, gelinen aşamada mirasçıların tamamının vekaletinin dosyaya eklendiği de gözetildiğinde, verilen sürede vekaletname eksikliğinin giderilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık; davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile teminat altına alınan ve diğer davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacı yayaya çarpması sonucu davacının yaralanması nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir...
Olay tarihi ve hakem heyetine başvuru tarihi dikkate alındığında uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde de davanın açılmadığı gözetilerek karar verilmesi gerektiği-