Kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını, , taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi durumlarının oluşturduğu- Kayıt düzeltme sonucu kimlik bilgilerinin düzeltilmesi taşınmaz malikinin değişmemesi yani mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiği- Taşınmaz aynına ilişkin bulunan kayıt düzeltme davasının çekişmesiz yargı usulüne göre taşınmazın bulunduğu sulh hukuk mahkemesinde görüleceği ve maktu harca tabi olduğu- Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebileceği- Mirasçıların elbirliği mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle herbirinin tek başına murisin kimlik bilgilerinin düzeltilmesini isteyebileceği-
Sahte vekâletname kullanmak suretiyle intikal ve satış işlemini yapan vekil Av. R.E. hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiş olmasının Borçlar Kanunu'nun 53.(Türk Borçlar Kanunu'nun 74.)maddesi hukuk hakimini bağlamayacağı, sahtecilik iddiasının incelenmesine de engel olmayacağı-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebileceği, bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği, ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılmasının da mümkün olduğu, böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisinin olduğu-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebileceği- Ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği- Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebilecekleri, bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği, ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılmasının da mümkün olduğu, böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisinin olduğu-
Davalılardan M. mirasçılarından Ş. D. davayı kabul etmişse de, M. D. mirasçıları arasında TMK'nun 701. maddesi uyarınca elbirliği hükümleri geçerli olup aynı Yasa'nın 702. maddesine göre mirasçılar, mirasçılık sıfatı bulunmayan üçüncü kişilere karşı ancak ittifak halinde tasarrufi işlemde bulunabileceğinden bir mirasçının tek başına kabul beyanının hukuki bir değeri bulunmayacağı-
Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması gerekeceği-
Tapu Müdürlüğü'nden kat irtifakı tesisinden itibaren müstakil tapuların oluşumuna kadar tedavüllü tapu kayıtları, devre ilişkin dayanak belgeler, sözleşmeler getirtildikten sonra, murisin terekesinin mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği hususunun kanıtlanması için taraflara olanak ve süre tanınması, sonuçta tüm deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek tüm mirasçıların katılmasıyla TMK'nın 676/son maddesine uygun taksim sözleşmesinin bulunduğu ve müstakil tapuların taksime uygun şekilde oluştuğunun belirlenmesi durumunda davacıların taksim sonucu kendilerine isabet eden bağımsız bölümlerden dolayı eksik ve ayıplı işlerden paylarına düşen kısmı, fazla imal edilen dairelerden dolayı paylarına düşen değeri isteyebileceği, yine sözleşmeye aykırı olarak küçük imal edilen dairenin davacılardan herhangi birine isabet ettiğinin belirlenmesi halinde ilgili davacının bu daireye yönelik değer kaybını isteyebileceği gözetilerek hüküm kurulması; taksim yok ise mirasçılardan birkaçının kendi payları için dava açamayacakları ve terekenin tüm hakları için dava açmadıkları gözetilerek terekeye temsilci atanması için süre verilmesine gerek kalmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet halinde, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği-