Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir...
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasına ilişkin uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince öncelikle, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, davacı tarafa, taşınmazın davacıya muris eşinden ne şekildi intikal ettiği, dava dilekçesindeki " davacıya eşi tarafından verildiği " yönündeki ifade ile ne kastedildiği, - davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki " taşınmazın sağlığında müvekkilin eşi tarafından kendisine hibe edildiği " - yönündeki beyanı da dikkate alınmak suretiyle açıklattırılıp, kendilerine bu yöndeki iddialarını ispatlamaları için süre ve imkan tanınması ve bundan sonra davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-
8. HD. 18.11.2024 T. E: 2022/7511, K: 6602
Halefiyet esasına göre tereke adına değil davacıların kendi miras payları için açtığı davaya diğer mirasçıların onayı yahut tereke temsilcisinin icazeti ile devam edilemeyeceği- Davacıların iştirak hâlinde hak sahibi oldukları paylar üzerinde tasarrufta bulunma yetkileri bulunmadığı- Dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya devam edilebilmesi için diğer mirasçıların yahut tereke temsilcisinin katılmasına (icazet vermesine) olanak bulunmadığı- Davada HMK 115 kapsamında dava dilekçesinin mahkeme kararıyla atanmış tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkili sağlanamayacağı- "Dava dilekçesindeki talebin alacağa ilişkin olması sebebiyle hukuki güvenlik, adil yargılama hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında dava dilekçesinin tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkilinin sağlanabileceği, tereke temsilcisinin icazeti ile davaya devam edilebileceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacının murisine ait ve murisinden intikal eden markalara dayalı olarak açtığı YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin bu davayı Türk Medeni Kanunu'nun 702 nci maddesinin son fıkrası uyarınca diğer mirasçıların muvafakati olmadan tek başına açabilecek olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince diğer mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanması yönünde karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Uygulama kadastrosuna ilişkin davaların tüm paydaş ve ortaklar tarafından birlikte açılmasını gerektirir bir zorunluluk bulunmadığından mahkemece uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olarak açılan davada her bir paydaş ve ortağın diğerlerini temsilen dava açılabileceğinden işin esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden tirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-
Kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada kadastro tespitinin paylaşıma uygun yapılıp yapılmadığı-
Davacı kendi miras payına ilişkin kooperatif hissesinin iptali olmazsa bedelini istemiş olup, iştirak hâlinde mülkiyet hükümlerine tabi bir terekede, mirasçıların bir kısmının kendi paylarına hasren açtıkları kooperatif hissesi iptali davasının dinlenilmesinin mümkün olmadığı, böyle bir dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ya da terekeye temsilci tayin edilerek onun huzurunda davaya devam edilmesine olanak da bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-