Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu açık olduğu, davacılar ve davalılar dışında başka mirasçılarının bulunduğu sabit olduğu, bilindiği gibi elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu- El birliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu- Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, söz konusu satış vaadi sözleşmesinde, HMK. mad. 203/ç uyarınca irade bozukluğu ile aşırı yararlanma olduğu iddialarının kanıtlanamadığı- Satış vaadi, elbirliği malikleri arasında yapılmış olduğundan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunduğu-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu kaydının iptali mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin davada, mirasbırakanın dava dışı mirasçılarının bulunduğu kayden sabit olup, öncelikle temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığının Adli Tıp Kurulundan alınacak raporla saptanması, ehliyetli olmadığının anlaşılması halinde davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ayrıca davada sadece iptal isteğinde bulunulduğu gözetilerek davacıya tescil istekli dava açması için imkan verilmesi açıldığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi, taraf teşkili sağlandıktan ve tescil davası açılıp eldeki dava ile birleştirildikten sonra davanın kabul edilmesi, miras bırakanın ehliyetli olması halinde pay oranında istekte bulunulabileceği gözetilerek muris muvazaası iddiası bakımından inceleme yapılması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kayıtlarında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada, taşınmazın imar öncesine dair tapu kayıtları ile imar uygulamasına dair tüm kayıt ve belgeler getirtilmeden ve kayıt malikinin kim olduğu tam olarak tespit edilmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu ve davada tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmaması gerektiği-
Tapu sicil kaydında kimlik bilgileri eksik yer alan kişiler bakımından malikin veya mirasçılarının dava açma hakları olduğu-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıların isteyebileceği ve bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılarak kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebileceği, bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği, ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılmasının da mümkün olduğu, böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisinin olduğu-
Alacaklı, hakkında çıkarılan muhtıraya karşı icra dairesine başvurarak İİK. mad. 153 kapsamında “makbul bir sebep” öne sürmemişse de, TMK. mad. 702/son gereğince diğer iki alacaklının makbul bir sebep öne sürmesi, bu alacaklı lehine de sonuç doğuracağından, mahkemece, borçlunun ipoteğin kaldırılmasını sulh hukuk mahkemesinin dosyası ile yargılama konusu yaptıktan sonra bu davadan feragat edip bilahare alacaklılara İİK. mad. 153 gereğince muhtıra gönderilmesini istediği de dikkate alınarak ihtilafın çözümlenmesi bu alacaklı yönünden de yargılamayı gerektirdiğinden ve bu husus ortak bir sebep teşkil ettiğinden istemin reddine karar verilmesi gerekirken bu alacaklı bakımından ipoteğin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi halinde, kayıt düzeltme taleplerinin yapılabldiği ancak bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, yani mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiğinden, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekitği- TMK. mad. 702/son gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği- Taşınmazın bulunduğu yer suh hukuk mahkemesinde görülecek olan bu davada, talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi ve ilgili sıfatıyla yasal hasım olan tapu müdürlüğünün bunlardan sorumlu tutulmaması gerektiği-
Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkin davaya konu taşınmazların tesciline dayanak belgeler ve tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip gerekli araştırma yapılarak taşınmazların maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerektiği-