Birbirinden farklı tüzel kişilikleri bulunan şirketlerden birisi yönünden açılan davanın, diğer şirket yönünden mükerrerlik arz etmeyeceği-
İİK’nun 71/son maddesinde yer alan zamanaşımı itirazının, “takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde” gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olduğu-
İİK’nun 100. maddesi ile ilgili yazışmaların yapılmasının takibin devamına yönelik işlem niteliğinde olmaması nedeniyle, zamanaşımını kesen işlemlerden sayılmayacağı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde “borcun zamanaşımına uğradığı” iddiasının icra mahkemesinde ileri sürülmesinin bir süreye tabi olmadığı-
Çekte keşide gününün belirtilmesi zorunlu olup keşide tarihinin gerçeğe aykırı biçimde gösterilmiş olmasının çekin geçerliliğine etkili olmayacağı-
Borçlunun –icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin- “borcun zamanaşımına uğradığı” na ya da “borçlu olmadığı” na ilişkin itirazlarını ileri sürmesinin, belli bir süreye bağlı olmadığı-
Takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımının kesilebilmesi için; alacaklının sadece haciz talebinde bulunmasının yeterli olmayıp, ayrıca haciz masrafını da yatırmış olması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için “dava tarihinden ö n c e veya s o n r a (yargılama sırasında) davacı - alacaklı tarafından yapılmış ve kesinleşmiş bir i c r a t a k i b i bulunması gerekeceği- Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, mahkemece davacı tarafından İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi gerektiği-
“Borcun itfa edildiği” veya “alacaklının süre verdiği” hususlarını kesin olarak içermeyen taraflar arasındaki sözleşmenin, İİK’ nun 71. maddesi kapsamında bir belge olarak kabul edilemeyeceği (çünkü; sözleşmede kararlaştırılan, borçlunun ediminin ifası için yeniden borçluya süre verilmesinin gerekip gerekmediği hususun yargılamayı gerektirdiği-