Taraflar arasındaki ipoteğin ‘ana para’ (karz) ipoteği olması halinde takipten önce borçluya –İİK. 150/ı’da olduğu gibi- ‘ihtarname’ gönderilmesine gerek bulunmadığı–
Taraflar arasında cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen bir ilişki bulunmaması halinde -örneğin; finansal kiralama ilişkisinden doğan borç için kurulmuş teminat ipoteğine dayalı olarak- borçlular hakkında İİK. 150ı uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağı—
Hesap kat ihtarının tebliğinden sonra süresinde itiraz edilmemesi halinde borç miktarının kesinleşeceği, ancak hesap kat ihtarının tebliğinden sonra borçlunun «alacaklı ile düzenledikleri protokol uyarınca alacaklıya ödemede bulunduğunu» belirtmiş olması halinde, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak bakiye borcun belirlenmesi gerekeceği—
Kendilerine gönderilen ihtarnameye süresinde itiraz etmiş olan borçlular hakkında icra takibinde bulunabilmek için İİK. 150ı’da sözü edilen 8 günlük sürenin de beklenmesine gerek kalmayacağı—
İpoteğin «kesin borç ipoteği» niteliğinde kurulmadığı hallerde, İİK’nun 150ı maddesindeki koşullar yerine getirilmeden -borçluya daha önce «hesap kat ihtarı» ve «hesap özeti» gönderilmeden- «örnek: 9 ödeme emri» yerine «örnek: 6 icra emri» gönderilmek suretiyle takip yapılmış olması halinde, borçlunun şikayeti üzerine «takibin iptaline» değil «örnek: 9 ödeme emri gönderilmek üzere, örnek: 6 icra emri’nin iptaline» şeklinde karar verilmesi gerekeceği—