Muris muvazaası iddiasıyla açılan davada; Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteneceği yerde tapu kaydının dayanağı belgenin iptali istenmesi durumunda, tapu iptal ve tescil isteği bulunmadığından, davanın dinlenilmesine olanak olmayacağı-
Vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasında miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi yetkili olup bu yetkinin kesin olacağı-
Taşınır mallar ve alacakların zilyetliğinin devri konusunda bir geçerlilik şekli öngörülmediğinden, dava konusu otomobil ve parada olduğu gibi hukuken taşınır eşya niteliğinde sayılan değerlerin bağışlanması ya da bağış amacıyla bedelsiz olarak devredilmesi işlemi hukuken geçerli olacağından, muvazaa taleplerinin dikkate alınmayacağı, ancak koşulları gerçekleşirse tenkis talebinde bulunabileceği-
Mirasçılık ve miras geçişi miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği, miras hakkından ıskatın geçerli olması için müteveffa tarafından ıskatın sebeplerinin beyan edilmiş olması, ıskat sebebinin varlığı ıskattan yararlanan tarafından kanıtlanması, ispat edilemediğinde ölüme bağlı tasarrufun iptali, miras bırakan ıskat sebeplerine samimi olarak inanmış ve esaslı bir hataya düşmemişse, ıskat içeren ölüme bağlı tasarrufun saklı paylar dışında yerine getirilmesi gerekeceği-
Miras bırakan ikinci evliliğini yapmadan mallarını ilk eşinden olan çocuklarına temlik ettiğinde; ikinci eş ve ondan olma çocuğun muvazaa talepleri ile tapu iptal istemlerinin dikkate alınması gerekeceği-
Tenkis davalarının dinlenebilmesi için öncelikli koşulun; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olması gerekeceği- Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise terekenin(temlik içi-temlik dışı) mahkemece re’sen araştırılması ve murisin ölüm tarihi itibarıyla değerinin parasal olarak tespiti ile mümkün olacağı, tasarruf miktarı aşılmış ise kazandırma işlemindeki objektif ve sübjektif koşulların incelenmesi ile bir karar verilmesi gerekeceği, zira her tasarruf oranını aşan kazandırmanın saklı pay zedeleme kastını taşımayacağı-
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay ilgili Dairesince verilen bozma kararı üzerine yerel mahkemede yeniden yapılan yargılamada önceki kararda direnilmiş ama bu direnme kararı verilirken eski hükmü geçersiz kılacak yeni bir hüküm kurulmuşsa da, bu durumda dosyanın ‘Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna’ değil ilk bozma kararını veren ilgili Daireye gönderilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları da kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa, mal kaçırma kasdından söz edilemeyeceğinden, mahkeme tarafından miras bırakanın tüm mal varlığı araştırılarak, temlik konusu malın tüm mal varlığına oranı v.s. gibi hususlar araştırılarak oluşacak sonuca göre karar gerekeceği, miras bırakanın yaptığı temlikte, tüm mirasçılar arasında denge gözetmek yerine, kimi mirasçılarına ayrıcalık tanıdığının tespiti durumunda muvazaaya karar verilmesi gerekeceği-
Dava davacıların miras payı oranında kabulle sonuçlandığında, harç ve vekalet ücretine esas alınması gereken dava değerinin, iptal konusu yapılan payla sınırlı olup, bu bedel üzerinden takdir edilmesi gerekeceği-
Muris muvazaasının söz konusu olduğu uyuşmazlıklarda sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaşılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği; bir iç sorun olan ve gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığı, bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk olduğu-