Vasiyetçi vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 93 yaşında olduğundan, murisin, hukuki ehliyetinin tespitinin doktor raporu ile kanıtlanmasının esas olduğu- Vasiyetnamelerin, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabi olduğu-  Dava dilekçesinde, davacıların mahfuz hisseye tecavüzde bulunduğu belirtilerek, işlemin iptalinin istenmiş olduğu ve talebin tenkis istemini de içerdiği gözetilerek; bu talep doğrultusunda da bir inceleme ve araştırma yapılması gerektiği-
Çekişme konusu taşınmazların öncesinde tapusuz ve mirasbırakana ait olduğu, onun tarafından bağışlanması sebebiyle kadastro tespitinin davalı adına yapılarak kesinleşmesi ile çap kaydının oluştuğu, muris tarafından yapılan tasarruf, mülkiyeti davalıya geçiren işlemlerde muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, koşularının varlığı halinde TMK nun 560 ila 571. maddelerinde öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği-
Tarafları ve konusu aynı olan davaların, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, birleştirilmesinin ve birlikte görülmesinin, usul ekonomisi açısından daha uygun olup olmayacağının değerlendirilip, tartışılmamış olması; ayrıca, birleştirme kararı verilmediği takdirde tenkis davasının kesinleşmesi beklenip, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerektiği-
Paranın muris tarafından gönderildiği hususunun, davalı tarafça ispat edilemediği, davacı tanıklarının, davacıya parayı, annesinin değil, dava dışı babasının, düğün parası olarak gönderdiği beyanı göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece; davacıya, 1999 yılında gönderilen paranın, muris tarafından değil, dava dışı babası tarafından gönderildiği kabul edilerek, bu parayla alınan evin değerinin, davacının saklı pay alacağından mahsup edilmeksizin, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Karar ve ilam haremin peşin olarak yatırılması gereken miktar ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmadığından, mahkemece öncelikle davacı taraftan tenkise konu miktarı açıklattırmak, bu konuda alınan bilirkişi raporunu gözetmek, nisbi peşin harcı ikmal ettirmek ve delilleri bu çerçevede değerlendirip, sonucu dairesinde tenkis talebiyle ilgili bir hüküm kurulması gerekeceği-
Tenkis davalarında, davacının dava dilekçesinde gösterdiği dava değeri ile istemini sınırladığını söyleme imkanı bulunmadığından, bu tür davaların belirsiz alacak davalarından olduğu, bu itibarla davacılar vekilinin bilirkişi tarafından belirlenen miktar üzerinden davanın kabul edilmesine ilişkin talebinin ikinci ıslah olarak nitelendirilip fazlaya dair istemin reddi ile dava dilekçesinde gösterilen miktara hükmolunmasının isabetli olmadığı, diğer taraftan asıl alacağın fer'isi niteliğinde olan faiz isteği hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediğinden, bu istemin de reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemeyeceğinden; öncelikle tereke mal varlığı tespit edilerek uzman bilirkişi heyetinden tenkisle ilgili ayrıntılı bir hesap yaptırılması; davacıya belirlenen değer üzerinden noksan harcı yatırmaları için süre verilerek, harcın tamamlattırılması; bundan sonra, tenkis hükümleri doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, tenkis talebi ile ilgili karar verilmesi gerekeceği-
MK. 560. maddesi gereği saklı paylarının karşılığını alamayan mirascıların, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebileceği, miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu, bu dava da murisin davalı lehine düzenlediği vasiyetname ile davacının saklı pay kurallarının ihlal edildiği kabul edilerek hüküm kurmaya yeterli, gerekçeli, denetime elverişli bilirkişi raporları nazara alınarak davacının tenkis talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu-
Mahkemece, reddedilen kısım üzeriden davalı yararına vekalet ücreti taktiri ve kabul-ret oranına göre de yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Vasiyetnamenin iptali olmaz ise tenkisi isteğine ilişkin davada, vasiyetnameye konu banka hesapları faiz getirisi olan mevduat hesapları olup, aradan geçen uzun süre nedeniyle karar tarihine en yakın tarihteki miktarların ilgili bankalardan sorularak, bu miktarlara sabit tenkis oranlarının uygulanması suretiyle tenkis alacağının hesaplanması gerekeceği-