Dava, Medeni Yasa'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından dolayı Devletin sorumluluğuna ilişkindir; ancak davacının hakkı mülkiyet hakkına değil şahsi hakka dayalı olduğundan davacının zarara uğradığının kesin olarak saptanması gerekeceği-
Taşınmazlar, davacının elinden 28.09.1999 gününde çıktığına göre davacının zararı da bu tarihte doğmuş olup, zamanaşımı süresi, tapu iptali ve tescil dışı hırakniaya ilişkin kararının kesinleştiği günden itibaren işlemeye başladığından, eldeki davanın açıldığı günde, Borçlar Yasası'nın 60/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu-
Devletin sorumluluğu asli ve objektif sorumluluk olduğundan, zarara uğrayanın, doğrudan Devletten zararın ödetilmesini isteyebileceği-
Devletin kadastro işlemlerinden sorumluluğunun kapsamı Medeni Yasa'nın 1007. maddesi kapsamında düşünüldüğünde, bu davaya adli yargıda bakılması gerektiği -
Devletin kadastro işlemlerinden sorumluluğunun kapsamı Medeni Yasa'nın 1007. maddesi kapsamında düşünüldüğünde, eldeki davaya adli yargıda bakılması gerektiği -
Tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devlet kusursuz olarak sorumlu ise de, bu sorumluluğun sınırsız olmadığı-
Taşınmaz ile ilgili sicilin tutulması ve taşınmaz ile ilgili sınırlama varsa bunları tapu siciline yazdırması gereken davalı Hazine, davacı adına tapu düzenledikten bir süre sonra, taşınmazın orman niteliğinde olduğuna ya da öncesinin orman olduğuna ilişkin tapu kaydında bir sınırlama ve açıklama (şerh) bulunmadığı halde, aynı yerin orman niteliğinde olduğunu ileri sürerek düzenlediği tapuyu iptal ettirmiş bulunduğundan, taşınmazı elinden çıkan davacıya, hak ve adalete uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olacağı-
Davacıların Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan zararın ödetilmesini istedikleri gözetilerek, uyuşmazlığın esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekli olup, görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Raporda, taşınmazın denize bitişik konumda olduğu açıklandığına göre zarar kapsamı belirlenirken; denize bitişik bir yeri satın alan mirasbırakanın, burasının özel mülkiyete konu olmayacak yerlerden olduğunu öngörmemiş olmasının, onun savsama niteliğinde bir davranışı olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca hak ve adalete uygun bir indirim yapılmasının gerekeceği-