Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davalarda; davanın tapunun iptaline ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmasının zorunlu olduğu-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece kayıt maliki ve satışı yapan kişinin aynı olduğu kabul edilerek karar verilmişse de, bu konuda yeterli araştırma yapılmadığı gibi, sahtecilik yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmadan oluşturulan kararın hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı, bu sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu-
Davacı, işlemlerin sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekâletname düzenlemek suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürüp, TMK.’ nun 1007.maddesine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Herne kadar, tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de; Hazinenin anılan madde gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olması nedeniyle, eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek işin esası hakkında karar oluşturulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
TMK'nun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğu, hazinenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu-
Medeni Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre tazminat istemine ilişkin davada,tazminat miktarının belirlenmesinde tapuda kayıtlı mülkiyet hakkının içi boşaltılan gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin dikkate alınacağı, araştırma yönteminin taşınmazların arsa ya da arazi olmasına göre farklılık arz edeceği-
Dava konusu taşınmazın Kadastro Mahkemesinin kesinleşen kararı ile Hazine adına orman olarak tescil edilmesinden sonra, bu davanın 10 yıllık zamanaşımı geçtikten sonra, açılmış olmasına göre davanın reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Tapu sicillerinin tutulması ve oluşturulması kamu düzeniyle ilgili olup, taşınmaz sonucu olarak hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu-
Tapu kaydının iptalinden (iptal ve tescilinden) kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyi niyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının da gözden uzak tutulmamasının gerekeceği-
Somut olayda; çekişme konusu taşınmazların tesciline dayanak belgelere aykırı biçimde sicil oluşturulması Tapu Sicil Müdürlüğü’nün hatasından kaynaklandığından Tapu Sicil Müdürlüğü’ne izafeten Hazine’ye husumet düştüğü halde, hazine hakkında husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Hazine yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olmasının da doğru olmadığı-