Aciz belgesinin alındığı tarihten bir sene sonra borçlu hakkında takipte bulunulması halinde, borçluya yeniden «ödeme emri» tebliği gerekeceği—
Açılan «tescil davası»nda mahkemece bir tedbir kararı verilmedikçe, daha önce alınmış olan «elatmanın önlenmesi» ilâmının infazının icra mahkemesince (tetkik merciince) durdurulamayacağı–
«Tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere» -yani, ayni alacağı iki kez tahsil etmemek koşuluyla- alacaklının borçlu hakkında hem «rehnin paraya çevrilmesi» hem de -elindeki senetlere dayanarak- «kambiyo senetlerine mahsus» haciz yolu ile takip yapabileceği–
Ödeme emrinin, vekaletnamesini ibraz eden borçlu vekiline icra dairesinde tebliğ edilebileceği–
«Üst sınır» (=«maksimal»=«azami meblağ»=«teminat») ipoteğinde, alacaklının limit dışında kalan alacağı için, borçlu hakkında, ‘genel haciz yolu ile’ takip yapabileceği–
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucunda satılan taşınmazda bulunan üçüncü kişilerin de, İİK. mad. 135/II hükmüne göre -icra dairesince kendilerine «tahliye emri» gönderilerek- taşınmazdan zorla çıkarılacakları (ve taşınmazın, yeni malike ‘alıcıya’ boş olarak teslimi gerekeceği)–
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe, alıcı üzerine mülkiyetin intikalini sağlamayacağı, tapuda malik görünen borçlunun borcundan ötürü, bu mal üzerine haciz konulmasına satış vaadi sözleşmesi engel olmayacağı-
Menfi tespit davası sonucunu belirleyen ilam kesinleşmedikçe, icranın iadesinin mümkün olamayacağına dair hükmün, bu dava nedeniyle davacı borçlu yararına hükmedilmiş avukatlık ücreti ve sair yargılama giderlerinin tahsiline dair hüküm fıkrası bölümünün yerine getirilmesi dileği ile açılmış icra takibi ile ilgili olmadığından takibin iptaline (HUMK. mad. 443) karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Faizin -gerek âdi, gerek ticari işlerde- ana parayı geçebileceği–