Mahkemece takip alacaklısı için hükmedilen 2.000 TL ve ferileri üzerinde kalan miktarlar için takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetçileri takip yapan alacaklı için 6.000 TL alacak yönünden müşterek müteselsil borçlu kılacak şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Kredi borçlarının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takipleri sonucu, ödenen harçların tahsiline ilişkin idari işlemin iptali ile söz konusu tutarın taraflarına iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın,  'adli yargı yerinde' çözümlenmesi gerektiği-
İİK.’ nun 235. maddesi gereği, iflas sıra cetvelindeki sıraya yönelik şikâyetleri kural olarak, iflas sıra cetvelinin ilanından itibaren 7 gün içerisinde yapılmasının gerekeceği, ancak, 223. maddeye göre tebligat masrafı yatıran alacaklılar için bu sürenin tebliğden itibaren hesaplanacağı, somut olayda, şikâyetçi idarelerin tebliğ masrafı yatırmadığının anlaşıldığı, iflas sıra cetveli son olarak 30.06.2010 tarihinde gazetede yayınlanmış olup, davanın açıldığı 28.09.2010 tarihinde 7 günlük sürenin dolduğu, bu durumda, mahkemece, İİK.’ nun 166. maddesi uyarınca yapılan sıra cetvelinin son ilan tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde şikâyetin yapılmadığı gerekçesiyle reddinin gerekeceği-
Şikayet tarihinden sonra alacaklının talebi ile borçlunun emekli maaşındaki haczin kaldırılması, borçlu şikayetinden vazgeçmediği sürece icra mahkemesinin şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlu taşınmazının haczedildiğinden, 103 davet kağıdının tebliğ edilmesi ile haberdar olup; borçlunun şikayeti yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı kooperatife gönderilen haciz ihbarnamelerinin, kooperatifin ticaret sicili kaydında yer alan resmi adresine yapılıp yapılmadığı hususu değerlendirilmeden İİK'nun 89. maddesine dayalı menfi tespit istemli davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurmasının şikayet niteliğinde olduğu, şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-
Menfi tespit davasının kabulü yönündeki ilamların kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğine ilişkin şikayet kamu düzeni ile ilgili de olmadığından anılan yasal düzenleme gereği icra emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmasının gerekeceği-
İş bu tensip ara kararının, İİK.nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemeyeceği, bir başka anlatımla anılan kararın, mahkemece HMK.nun 389-393/2. maddeleri hükmüne uygun olarak verilmiş bir tedbir kararı olduğu, buna göre infaz edilmesinin gerektiği, icra emri gönderilerek takip yapılamayacağı-