«Temlikin iptali» istemiyle açılan tasarrufun iptali davalarında, «dava konusu temlik tasarrufunun, gerçek bir borç ödemesine ilişkin olup olmadığı»nın araştırılması gerekirse mahkemece bu konuda tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Davalılar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşıldığından, davalı 3. kişinin aradaki ticari ilişki nedeniyle borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Taşınmaz devri, mutad ödeme olmadığından, tasarrufun, İİK. mad. 279/1-II gereğince de iptale tabi olduğu- Dava konusu taşınmaz davalı borçlu tarafından davalı 3. kişiye satıldıktan sonra, davalı 3. kişi de dava dışı 4. kişiye  taşınmazı sattığından, mahkemece davacı vekiline İİK. mad. 282 ve 283/2 gereğince seçimlik hakkı hatırlatılarak 4. kişinin davaya dahil edilmesi halinde adı geçen 4. kişiye dava dilekçesi tebliğ edilerek davacının ve davaya dahil edilecek kişinin bildireceği delillerin toplanması ve tasarrufun iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi; 4. kişi A.'in davaya dahil edilmemesi veya kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması halinde ise davanın bedele dönüşeceği gözönüne alınarak dava konusu tasarrufun tasarruf tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi için taşınmaz başında keşif yapılarak uzman bilirkişilerden alınacak rapor sonucuna göre davalı 3. kişinin davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak nakden tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Bankalarca açılacak tüm kredilere karşılık teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek işlemlerinin tapu sicil müdürlüklerince tapuya tescil edileceği ve dolayısıyla bankanın ipotek tesisinin borçlu açısından iptal edilebilecek bir tasarruf olmadığı-
İİK. mad. 97/17 gereğince -istihkak davasına karşılık olarak- açılan iptal davasında alacaklının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmadığı- Mahkemece öncelikle borçlunun mevcut ve alacaklı tarafından haciz konulan malvarlığının takip konusu borcu karşılayıp karşılamadığı belirlenerek, borcu karşılamadığının tesbiti halinde (takip konusu alacak gerçek bir alacak olup, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olması şartları mevcut olduğundan) davalı borçlu ile davacı-karşı davalı 3. kişi şirket arasındaki araç satış sözleşmesinin İİK 278, 279 (dava konusu aracın davacı 3. kişi tarafından borçludan olan alacaklarına mahsuben alındığı savunulduğundan bu durumun İİK. mad.  279/2 gereğince mutad ödeme olup olmadığının değerlendirilmesi) ve 280. madde kapsamında (davacı 3. kişinin borçludan alacaklı olduğu bilirkişi raporuyla belirlendiğinden davacı 3. kişinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olup olmadığı, dava konusu aracın ticari araç olması nedeniyle, dava konusu aracın ticari işletme vaya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya mühim kısmının devri olup olmadığının tesbitiyle) iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı banka ile davalı borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmesinin tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği, bunun yerine borcun doğumunun hesap kat'inin gerçekleştirildiği tarih olarak kabul edilemeyeceği- İptale konu tasarrufun borçlunun üçüncü kişi kardeşinin eşine olan borcuna karşılık yapılmış olmasının İİK.nun 279/2 maddesine aykırı olacağı, ayrıca borçlu ile üçüncü kişinin kardeş olması nedeniyle aralarındaki tasarrufun İİK 278/3-1 kapsamında iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın bağışlama hükmünde olup iptale tabi olacağı, İİK 280/1-2 madde kapsamında da davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptale tabi olacağı-
Tasarrufa konu ipotek işlemi 27.05.2008 tarihinde yapılmış olup, borçlunun adresinde yapılan hacizlerin tarihi ise 06.06.2009 ve 15.09.2009 olup, bu durumda tasarruf, haciz tarihinde geriye doğru 1 yıllık süre içinde yapılmadığından, mahkemece tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
"Rehinli alacağın rehin tarihi iflasın açılmasından evvelki iki sene içerisinde yapılmış ise İİK'nun 279. maddesine göre alacaklıların bu rehin hakkının iptalinin dava edilmesine karar verebileceği ancak rüçhanlı hakkın iptal edilmesi halinde alacağın aslının iptal edilmiş olmayacağı, bu alacağın adi alacağa dönüşerek İİK'nun 206. maddesine göre 4. sıraya alınacağı, İflas İdaresinin İİK'nun 230. maddeye göre rehinli alacağın aslının reddine karar verebileceği, bu durumda alacaklının kayıt kabul davası açması gerektiği" şeklindeki yerel mahkeme kararının isabetli olduğu-
Alacakların temlikine ilişkin açılan tasarrufun iptali davasında, davalılar arasındaki ticari ilişkinin temliklerin yapıldığı sıradaki miktarı, kimin alacaklı olduğu, yapılan temliklerin alacak durumu ile münasip olup olmadığı hususları açıklığa kavuşturularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Davalının alacağına karşılık işyerini satın alması halinde yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu- Mahkemece tasarrufa konu mallar ve bedelleri belirlenmeden, dava konusu işyeri ile ilgili haciz ve satış isteme yetkisi tanınmak suretiyle infazda tereddüt yaratılmaması gerekeceği-