Mahkemece da­valı banka ile diğer davalı arasında yapılan kredi sözleşmelerinde ipotek verme taah­hüdünü içeren hükümlerin yer aldığı, Tapulama Kanununun 26/IX maddesi uyarınca ipotek tesisi işlemlerinin resmi şekilde yapılmasına gerek olmadığı, dava konusu ipotek tesis işleminin İİK 279/1 madde kapsamında iptale tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel ile satış değeri arasında misli fark bulunması halinde, yapılan tasarrufun İİK. mad. 278/3-2 gereğince iptale tabi olduğu- Satışın borca mahsuben yapıldığının belirtilmesi halinde, yapılan devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK. mad. 279/2 gereğince iptale tabi olduğu- Borçlu ile arasında ticari ilişki bulunan üçüncü kişinin, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle, yapılan tasarrufun İİK. mad. 280/1-2 gereğince iptale tabi olduğu- Taşınmazın halen borçlu tarafından kullanılıyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davalı üçüncü kişinin, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle yapılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu-
Borçlunun borcundan dolayı tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın cebri icra yolu ile satılması halinde de 3. kişinin elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulacağı, bir bedel kalmamış ise konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ancak davalılar dava­nın açılmasına neden oldukları için yargılama giderine mahkûm edilmeleri gerektiği-
Ticari ilişki devam eder iken ve bu ilişki nedeniyle doğan ve vadesi gelmiş bir kısım alacaklar nedeniyle yapılan temliki tasarrufun mutad ödeme olduğu-
Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu- Davalılar arasındaki ticari ilişkinin temliklerin yapıldığı sıradaki miktarı, kimin alacaklı olduğu giderek yapılan temliklerin alacak durumu ile münasip olup olmadığı hususları tarafların ticari defterleri üzerinde yapıtırılacak bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre tasarrufun iptali davasında bir hüküm kurulması gerekeceği-
Davalı 3. kişinin, iptali istenen satış öncesinde davalı borçlu ile ticari ilişki içinde olduğunun anlaşılması nedeniyle, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- Davalı 3. kişinin, dava konusu taşınmazın tasarruf tarihindeki durumu ile ilgili iddiasına yönelik olarak yeterli araştırma yapılmamış olup, davalı 3. kişinin, taşınmaz üzerinde yaptığı ve talep edebileceği iyileştirmeler açıklığa kavuşturularak bulunacak miktarın da davanın kabulü sırasında nazara alınması gerektiği-
Alacağa mahsuen yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme vasıtası olmadığı (İİK. mad. 279/1-2)- Ticari ilişkilerinden dolayı davalının borçlu şirket'in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu (İİK. mad. 280/I)- İİK. mad. 280/son uyarınca, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul edildiği, karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği- Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılması gerektiği- Davacı takibinin dayanağını oluşturan çekin keşide tarihi, davalıya yapılan satış tarihinden daha ileri tarihli olduğu görüldüğüne göre, çekin vadeli olarak tanzim edilip edilmediği üzerinden durularak ve gerekirse alacaklı ile borçlunun ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre davanın incelenmesi gerekeceği-
Davacının alacağı ilama dayalı olsa da takip konusu ilamın davalı tarafından tehiri icra talepli olarak temyiz edildiği ve ilamın henüz temyiz incelemesinde olup kesinleşmediği, davalı borçlunun tehiri icra kararı almak amacıyla takip konusu alacağı depo ettiği anlaşıldığından kararın kesinleşmesinin beklenerek sonra diğer iptal koşulları yönünden değerlendirme yapılması gerektiği- Davacı vekilinin İİK. mad. 282 'deki usuli eksikliği esas dava üzerinde gidermesi yerine ayrı dava açması usul ekonomisine uygun olmadığı gibi birleştirilen dava da hukuki anlamda ayrı bir dava olmadığından davacılar yararına esas dava üzerinden tek vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Kesin veya geçici aciz belgesi ibraz etmemiş olan davacı tarafa bu hususta süre verilmesi, ibraz edilmediği tak­dirde bu dosya yönünden ön koşulun oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, ibrazı halinde ise işin esasına girilmesi, 4. kişi konumunda olan davalının İİK. mad. 279/son uyarınca borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilip bilmediğinin belirlenmesi açısından delillerinin toplanması, adları bildirilen tanıklarının dinlenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerinin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalıya yapılan satışta dava konusu taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında mislini aşan değer farkının bulunması (İİK 278/III-2) ve borçludan alacaklarına mahsuben taşınmazın alındığı yönündeki beyanı bakımından İİK'nın 279/I-2 gereğince tasarrufun iptale tabi olduğu-