İdarenin, 2886 s. Devlet İhale Kanunu ve 4734 s. Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, idarenin bu işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
Bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğinin kabul edilebilmesi için, bu konuda açıkça bir kanun hükmünün varlığı veya maddi hukuk anlamında o mal veya hakkın satış ve devrine engel yasal bir düzenlemenin bulunmasının şart olduğu- Şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettikleri sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme bulunmadığından sermaye alacağı haczinin mümkün olduğu- Borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ortağı nezdinde, sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çevrilmesi mümkün, İİK. mad. 89. kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği- Şirket ortağının borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağı ve dolayısıyla şirket ortağı olan şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı-
Davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda bilirkişi raporu aldırılarak dosyada mevcut satış sözleşmesi ve diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
UYAP üzerinden tamamlama harcının yatırıldığı görüldüğünden, İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Şikayetçinin, dilekçesindeki imzanın, şirket yetkilisine ait olmadığını iddia edildiğinden, dilekçedeki imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, ilgisi olmayan takibe dayanak senet üzerinde imza incelemesi yapılmasının hatalı olduğu-
Alacaklar, 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen İSKİ tarafından çevre ve temizlik vergisi payı olarak nitelendirilmiş ise de, şikayet üzerine haciz konulan paraların gerçek niteliği, mahkemece gerektiğinde yerinde uzman bilirkişi aracılığı ile denetlenerek belirleneceğinden, eksik inceleme ve paranın vergi hükmünde olduğu kabul edilerek haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibin kesinleşmesi üzerine, alacaklı vekilinin talepleri ile borçlunun kira borçlusu şirketlere 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, borçlunun kira alacaklarının dosyaya yatırıldığı, gayrimenkullerine haciz konulduğu görülmüş, borçlunun banka hesaplarına haciz konulduğunun dosyadan anlaşılamadığı, banka hesaplarının haczine ilişkin talebin ve haciz kararının dosyada mevcut olmadığı anlaşıldığından, alacaklının, borçlunun banka hesapları üzerinde haczi olup olmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı şirkete kayyum atanmış olmasının, daha önce şirket yetkililerince verilmiş olan vekaletnameyi kayyum tarafından azledilmedikçe kendiliğinden geçersiz hale getirmeyeceği-
Davalı Vergi Dairesince, davacıya haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup 1 yıl içinde -6183 s K. mad. 79/4 uyarınca- menfi tespit davası açıldığından, işin esasına girilerek davacının haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra dava dışı kamu borçlusunun maaşından ödemesi gereken bir kesinti bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davanın tam yargı davası olarak idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddinin isabetsiz olduğu-
6183 s. Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit istirdat davasına ilişkin davada, mahkemece yapılacak iş, davacının haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren -6183 s K. mad. 21 ve 71 gözönüne alınarak çalışanının maaşından yapılması ve davalı idareye aktarılması gerekli olan kesintinin tesbitinin yapıldıktan ve davalı idare adına yapılmış yasal kesintiler mahsup edildikten sonra kalan bir borcunun olup olmadığı tesbit edilerek fazla ödeme var ise iadesinin de gerektiği göz önünde bulundurularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-