Asıl alacak miktarının brüt asgari ücretin altında olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet olmadığı-
"Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek” (İİK. mad. 331) suçuna 5237 s. TCK. mad. 37-41 kapsamında iştirakin mümkün olduğu-  Uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurum olduğu-
İcra masrafları ödenmemiş ise İİK. mad. 354 gereğince düşme kararı verilemeyeceği-
-5358 s. K. mad. 10 ile değiştirilen- İİK.'nun 339. maddesinin 1. fıkrasının “Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine … bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır" şeklindeki bölümünün ve "Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer." şeklindeki 2. fıkrasının Anayasaya aykırılığı olmadığına dair Anayasa Mahkemesi Kararı-
Ödeme taahhüdüne konu borcun tamamını değil sadece ödemekle yükümlü olduğu taahhüt taksit bedellerini ödeyen sanık hakkında düşme kararı verilemeyeceği-
İcra ve İflas Kanununda düzenlenen suçlarda uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği-
Özel bir etkin pişmanlık hükmü olan İİK.'nun 354. maddesinin aynı Kanun'un 345/a maddesinde düzenlenen takibi şikâyete bağlı sermaye şirketinin iflasını istememe suçu yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmediği, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olduğu ve İİK'nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmadığı, mahkemesince CMK'nun 223/8. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca durma kararı verilerek aynı Kanunun 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği-
İcra suçlarında uzlaştırma-
İİK. mad. 354 uyarınca müştekinin feragat etmesi veya borcun itfa edildiğinin sabit olması halinde dava ve bütün neticeleriyle beraber cezanın düşeceğinin belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, kanunda yer almadığı halde, "ayrıca borcu karşılayacak malın haczedilmesi halinde de dava ve cezanın düşeceğinin belirtilmesi"nin hatalı olduğu- Kendisini vekil ile temsil ettiren müşteki lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken müşteki vekili yararına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi vekili tarafından başlatılan birikmiş nafaka alacağı ve 2011 yılı Temmuz ayından itibaren işleyecek aylık nafaka alacakları için icra takibinde, sanığın, şikayet tarihinden önceki üç aylık nafaka taksidini ödememiş olması nedeniyle şikayetçi vekilinin 07.01.2014 tarihli şikayet dilekçesiyle ... İcra Ceza Mahkemesine şikayeti üzerine başlatılan yargılama sırasında, sanığın mahkeme kararında belirtilen ve sorumlu olduğu miktarın üç aylık toplamı olan 7.500 TL'yi icra müdürlüğüne ödediği, fakat icra müdürlüğünün ayrıca tahsil harcını da sanıktan tahsil ederek maliye hazinesine yatırması gerekirken, ödeme miktarı üzerinden 682.50 TL'yi tahsil harcı olarak kesip Maliye Hazinesine ödeyerek kalan miktar olan 6.817.50 TL'yi şikayetçiye ödemesi suretiyle sanık hakkındaki davanın İİK'nın 354. maddesi uyarınca itfa nedeniyle şikayetin düşmesine karar verilmesinde sanığın sorumlu olduğu borç miktarını tam olarak ödeme iradesi gösterdiğinin ve atılı suçu işleme kastıyla hareket etmediğinin anlaşıldığı-