Açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde hüküm tesis edilmesi gerekirken, hükmün infazında tereddüt oluşturacağından, davacılardan bir kısmının devirden önce hissedar bulunmadığı dikkatten kaçırılarak, mahkemece, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına intikalden önceki hisseleri oranında tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı- Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanımın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılmasının oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlı olduğu-
Taşınmaz üzerinde yapı işlemi olağanüstü işlemlerden olup; davalı, tüm paydaşların onayını aldığını kanıtlayamadığından, paylı taşınmazda, davalının tüm paydaşların olurunu almadan inşaat yaptığı saptanmış olmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı yüklenici ile davalı arsa sahibi ve dava dışı arsa sahipleri arasında imzalanan 02.07.2004 günlü düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden, davalı arsa sahibinin haksız yere vazgeçmesi nedeniyle, sözleşmede belirlenen cayma cezasının tahsili istemi-
Sözleşme konusu parselde davacılar dışında paydaşlar olup, bu paydaşlardan bir kısmının tapuda davalı şirkete hisse devri yaptıkları, bir kısmının ise, davalı yüklenici şirkete verdikleri noter vekaletnameleriyle; kat irtifakı tesisi, yapı ruhsatı alınması ve inşaat yapımı gibi hususlarda yetki verdikleri ve yapı ruhsatının alındığı görüldüğünden ve davacılar dışında diğer paydaşların da taşınmazda inşaat yapma iradelerinin bulunduğu nazara alındığında, dava konusu sözleşmelere katılma veya rıza vermeleri sözkonusu olacağından, sözleşmelerin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği, ancak fesih talep edilebileceleri ve bu durumda, mahkemece, TMK. mad. 692 uyarınca tüm paydaşların hukukunu ilgilendirdiğinden, eldeki davada, taraf olmaları zorunlu olduğundan, davada yer almayan diğer paydaşların davaya muvafakatlarının sağlanması, muvafakat vermedikleri takdirde, onlar hakkında da dava açılması için davacı tarafa süre verilmesi ve açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, dava konusu inşaatla ilgili, işlem dosyası, tasdikli projeler ve ruhsatlar getirtildikten sonra, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp, inşaatın son olarak geldiği seviye, sözleşme ve projesine göre eksik imalatlar, inşaatın yasal hale getirilmesi için ne gibi iş ve işlemler yapılması gerektiği ve bunlar için gerekli olan masraflar tespit edilerek, eksikliklerin ve yapının yasal hale getirilmesi için gerekli olan masrafların davalı yükleniciler tarafından depo edilmesi yoluyla sözleşmenin ileriye etkili olarak feshine karar verilmesi, aksi takdirde, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi gerektiği sonucuna varılması halinde, davacı arsa sahiplerince, sözleşme ile devredilen tüm arsa paylarının tapusunun iptali de talep edildiğinden, yüklenicinin bu arsa paylarını devrettiği üçüncü kişilerin de davaya katılmaları sağlanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı yüklenicilerin sözleşmeye konu inşaatın yapılacağı tüm taşınmazların diğer paydaşları ile sözleşme imzalayıp imzalamadıkları, imzalamamışlarsa dava konusu sözleşmeye onay verip vermediklerinin araştırılarak, diğer paydaşlarla sözleşme yapılmamış ya da sözleşmeye onay vermemiş iseler, davacılar ile davalılar arasındaki sözleşmenin geçersiz olup sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiği-
İnşaatın yapılacağı tüm taşınmazların diğer paydaşları ile sözleşme imzalanmış olduğunun ya da sözleşmeye onay verdiklerinin anlaşılması durumunda ise, sözleşmenin feshi ya da iptali davası da "olağanüstü tasarruf" niteliğinde olduğundan, mahkemece müşterek paydaşların tamamının birlikte dava açmasının zorunlu olduğu, diğer arsa maliklerinin davada zorunlu dava arkadaşı sıfatı bulunduğu dikkate alınarak, HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri de gözetilerek, davaya dahil edilmeleri için davacı yana önel verilerek ya da diğer paydaşların da dava açmış olmaları halinde davalar birleştirilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma üzerinde durulup toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın davacı ve sözleşmeyi imzalayan arsa malikleri dışında başka paydaşlarının da bulunduğu, davalı yüklenici tarafından taşınmazın tüm paydaşları ile sözleşme imzalandığı ya da sözleşmeye onay verdikleri hususunun savunulmadığı anlaşılmış olduğundan sözleşme geçersiz hale gelmiş olup, feshin ancak geçerli bir sözleşme için söz konusu olabileceğinden, bu şekilde açılmış bir davada “Çoğun içinde az da vardır.” kuralı gözetilerek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
İştirak halinde bulunan bir taşınmaz üzerinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesinin tüm maliklerin oybirliğini gerektirip tüm paydaşların kabulüne bağlı olup sözleşmenin feshi davasının açılabilmesinin de bu kapsamda olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerli olarak kurulabilmesi için TMK. mad. 692 gereğince, sözleşmeye konu taşınmazdaki tüm paydaşlarla, sözleşme yapılmasının zorunlu olduğu- Geçersiz olan sözleşmelerin ise feshinden söz edilemeyeceğinden, mahkemece dava konusu sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile yetinilmesi gerekirken geriye etkili feshine karar verilmesinin hatalı olduğu-