Mahkemece verilen bir ara kararın olmadan davacıya yapılan ihtaratın hukuken geçerliliği olmadığı gibi, tasfiyeye konu malların mahkemece verilen sürede sonra sunulan dilekçede açıklandığına ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla alacak talebinde bulunulduğuna göre, mahkemece dava dilekçesi ve açıklama dilekçesinde sunulan tasfiyeye konu mallar yönünden, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre talep edilen miktar yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacının vesayet altında olduğu ve Adana .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ....... Esas, ...... Karar sayılı dosyası ile vesayet altına alındığı, davacı vekiline vesayet makamından dava açmaya izin alması için gelecek celseye kadar kesin mehil verilmesine karar verildiği, bir sonraki tarihli duruşmada davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu görüldüğü, geçen celse kesin mehil verildiği halde izin belgesi dosyaya sunmadığı ve duruşmaya gelmediği belirtilerek ve tahkikat sonlandırılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, ilk duruşmada verilen süre Kanun'da öngörülen koşullara uygun bulunmadığı gibi, yeterince açık ve makul olmadığı, bu süreye uyulmadığı takdirde sonuçları konusunda davacı vekiline ihtar yapılmadığı anlaşıldığından kesin sürenin usulüne uygun olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı-
Taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiğinin kabul edileceği, hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağının kalmayacağı, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafından açılan ve halen derdest olan mirasçılık belgesi istemine ilişkin dava dosyalarının sonuçlarının beklenmesi, belirlenen mirasçıların davaya dahil edilmesinin sağlanması, yine davacı tarafından açıldığı ve davanın reddi ile sonuçlanan dava dosyalarının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların sunmaları halinde iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce alacaklıya ilk olarak MÖHUK. mad. 48 gereğince yabancılık unsuru sebebiyle alacaklının teminat yatırması gerektiği belirtilerek takip miktarının % 20'si olan tutarın icra müdürlüğü dosyasına yatırılmasına ilişkin muhtıra tebliğ edildiği, bu muhtıraya alacaklıca verilen cevabi yazı ile, belirtilen teminatın ticaret mahkemesi dosyasında yatırıldığından bahisle itiraz edildiği, ancak icra müdürlüğünce alacaklıya bu kez tekrar muhtıra gönderilerek, alacaklının itirazında bildirilen mahkeme dosyasının taraflarının takip dosyasının tarafları ile ilgisi bulunmadığından mahkeme dosyasında yatırılan teminatın takip dosyasına teminat oluşturmayacağı gerekçesiyle teminatın bir hafta içerisinde icra dosyasına yatırılmasının istendiği, ancak söz konusu muhtırada, teminatın verilen sürede yatırılmamasının sonuçlarının ihtar edilmediği görüldüğünden, mahkemece hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın onanması gerektiği-
Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsayacağı, eldeki davada, tüm tapu maliklerinin yasal hasım olup, davada davalı durumunu almalarının sağlanması gerekeceği-
6183 s. K. mad. 24 vd gereğince açılan tasarrufun iptali istemli davaya konu taşınmazın tapu kayıt maliki gözüken kişinin soy isminin düzeltilmesi için davacı vekiline dava açmak için verilen kesin sürenin sürenin sonuçları açık olarak belirtilmemiş olduğundan verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı; usul ve yasaya uygun olmasa da da verilen süre içinde davacı tarafından tapu kaydında düzeltim davası açılmış olduğundan, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı vekili, kendisine tanınan iki haftalık kesin süre içinde eksik harcı tamamladığından, mahkemece; davanın esasına girilerek, taraf delillerinin toplanması gerekirken, mahkemece "harcın tamamlanmadığı" gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ön inceleme duruşması ile aktüer, kusur ve maluliyet hususlarında rapor alınmasına ilişkin ara karar verilmiş ise de raporların her birinin ayrı ayrı taraflara tebliği gerekli olduğundan ve raporlar ayrı ayrı itiraza tabi olduğundan üç ayrı hususa ilişkin raporların aynı celsede alınmasına karar verilemeyeceği-
Mahkemece, kesin süre içeresinde keşif avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmişse de; bu karara katılma olanağı bulunmadığı; kesin sürenin verildiği ara kararında her bir kalem harcama ayrı ayrı gösterilmemiş olup ödenmesi gereken keşif avansının toplamı gösterilerek bir önceki yargılama oturumuna atıfta bulunulduğu; ayrıca yapılacak keşifte hangi hususlar hakkında inceleme yapılıp rapor düzenlenmesinin istenileceğinin ayrıntısıyla belirtilmediği; bu nedenle mahkemece verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı; o halde, mahkemece toplanan ve toplanacak olan taraf delilleri birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-