Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden tarafın, o vakıayı ispat etmeye mecbur olup, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kuralın uygulanması gerekeceğinden, davacı tarafından imzalanan bononun bedelsizlik iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gerekeceği-
Dava, "geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi" istemine ilişkin olup, dava değeri HMK 200/1'de belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacının taraf iddiasını senetle ispatlaması ; ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden varlığı ididia olunan harici satış sözleşmesinin taraflarının kardeş olduğu anlaşıldığından ve davacı taraf tanık deliline dayandığından, HMK'nın 203. maddesi gereğince davacı tarafa iddiasını tanıkla ispat etme olanağı tanınması gerekeceği-
İlk el konumundaki kişiye yapılan temlikin inançlı işlem olması halinde, son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-
Somut olayda, davacı vekili tapudaki işlem sırasında müvekkilinin okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hatalı irade beyanına yöneltildiğini, 5 no'lu daire yerine 6 no'lu dairenin adına tescilinin sağlandığını, yanıltılan iradesinin fesada uğratıldığı iddiasında bulunulduğuna göre, HMK 203/1-ç bendi (HMUK 293/5. maddesi) uyarınca tanık dinletebileceği-
Davacının tanıkları ile aralarındaki akrabalık ilişkisinin tanıkların doğruyu söylemediklerini göstermeyeceği-
HUMK'nun 293/5. maddesine göre hile iddiası tanık ile ispatlanabilir ise de, resen düzenlenmiş noter belgelerinin, yazılı kesin delil niteliğinde bir belge olması karşısında, tanık dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı- Davanın yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği-
Tahliye taahhütnamesinin ilk kira sözleşmesi ile birlikte verildiği iddiası, tahliye taahhüdünün serbest irade mahsulü olmadığı, yani ikrah ile verildiği iddiasını da kapsadığından, tanık dahil her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu-
Satıcı ile davalının anne-oğul olup, bağışlamada önalım hakkı kullanılamayacağından bahisle tanık dahi dinlenmeden davanın reddine karar verilmiş ise de; satış işleminin akrabalar arasında olmasının tek başına işlemin bağış olduğunu göstermeyeceği-
Kardeşler (yakın akrabalar) arasındaki kira sözleşmesinin tanıkla ispatlanmasının mümkün olduğu-
Davacı yazılı bir belgeye dayanmadığına göre dava dilekçesinde “v.s delil” denmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, davalıya yemin teklifinde hakkı olduğu hatırlatılıp sonucuna göre bir hüküm tesisinin gerekeceği-