Sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunmasının, sözleşmenin iptaline engel olmadığı ancak hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesinin gerekeceği- Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği; iptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı- Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
Davalılar, karşı davalarında çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiden satın alırken satış bedelinin 1/3’lük kısmının mirasbırakan tarafından ödendiğini, kalan kısmın ise kendileri tarafından ödendiğini ancak tescilin mirasbırakan adına yapıldığını iddia etmiş olup bu iddia, namı müstear hukuki sebebine dayalı olduğundan, iddianın yazılı delille ispatı gerektiği, bu tür olaylarda HMK 203. maddesinin uygulanmayacağı- Davalılar savunmalarını kanıtlar nitelikte bir yazılı delil bildirmediklerinden, karşı davada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakana ait olduğu şeklindeki istemin reddine; asıl dava yönünden ise davalılar adına paylı olarak kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-
Taraflardan birinin, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltmesi halinde, yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı olmayacağı, aldatılan tarafın hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırıp, verdiği şeyi geri isteyebileceği- Hilenin, her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmadığı- Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da bu hakkın kullanılabileceği-
Davacının, dava dilekçesinde kira ilişkisinin varlığı konusunda tanık deliline dayandığı, mahkemece kira ilişkisinin varlığı konusunda davacının bildirdiği tanıkların usulüne uygun şekilde davet edilip dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarına ve dosya içeriğine göre davacının, davalı ile aralarındaki kira ilişkisini ve davalının 2011-2012 yılında kiralananı ekip biçtiğini kanıtladığı, kira ilişkisinin varlığı ve süresi ispat edildiğine göre davacının kiraya veren kira miktarını, davalı kiracının ise kira bedelini ödediğini ispat ile yükümlü olduğu, o halde mahkemece; davacıya alacak miktarını ispat imkanı tanınması, delil listesinde yemin deliline de dayanmış bulunduğundan, davacıya iddiasını yemin delili ile ispata imkan verilmesi gerekeceği, bu çerçevede davacıya, kira bedelinin miktarını ispat etmek bakımından dayandığı yemin deliline başvurup vurmayacağı sorularak varsa alacak miktarı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 203/1-b maddesi hükmü mahkemece nazara alınarak, işlemin niteliği itibariyle yörede yapılan hayvan satışlarının senede bağlanıp bağlanmaması ayrıca hayvanların satışı sonunda düzenlenen nakil belgesinin, bedelin ödendiğini gösterip göstermediği hususunda, Ticaret Odası başkanlığı, İl/ilçe Tarım Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı gibi ilgili resmi makamlara yazı yazılarak, gelecek cevabi yazılara göre bu hususta bir teamül oluşup oluşmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmadığı- İptal hakkının, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabileceği- Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı-
Hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi; feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebileceği- Davacının iki tanık ismini bildirdiği, ancak bildirilen tanıkların mahkemece dinlenmemesinin hatalı olduğu-
Dosyaya sunulan havale makbuzunda gönderilen paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir şerh bulunmadığından bu haliyle, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli olmadığı, davalılar karz ilişkisini inkar ettiğine göre karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekeceği, dosya kapsamından, davacının davalının teyzesi olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 203/1-a maddesi gereği mevcut olayda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı-
Davacı, her ne kadar ispat hususunda tanık deliline dayanmış ise de, mahkemece olayda davacının tanık deliline dayanamayacağı değerlendirilerek, bilirkişi raporu kabulü doğrultusunda hüküm tesis edildiği, oysa dava konusu olayda, kardeşler arası bir ilişki mevcut olup, 6100 sayılı HMK'nun 203/1-a maddesi gereği tanık ile ispatın mümkün olduğu, o halde, mahkemece, davacının tanıklarının dinlenmesi ve ispat hususundaki değerlendirmenin akabinde yapılması gerekeceği-
Mahkemece, tanık beyanlarına göre paranın davacıya ödenmiş olduğu kanaatine varılmış olsa da, somut olayda miktar itibariyle ve tarafların akrabalık ilişkisine göre tanık dinlenemeyeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor