Taraf vekillerinin delil listelerinde tanık deliline de dayandıkları elatmanın önlenmesi davasında, taraflara tanıklarını taşınmaz başında dinletmeleri için süre ve imkan tanınması, tanıklardan özellikle zilyetliğin devrine ilişkin bilgilerinin etraflıca sorulması, tanık beyanları arasında farklılık meydana gelmesi halinde çelişkinin giderilmesine çalışılması, ondan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekeceği–
Davanın elatmanın önlenmesi isteği ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp görevsizlikle sonuçlandığı, davacı iddiası ve dava dilekçesi kapsamına göre davanın zilyetliğin korunması isteği niteliğinde olduğu, kural olarak bu tür uyuşmazlıklarla ilgili davaların görülmesinin HUMK.nun değişik 8.maddenin II/3.fıkrası gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olacağı, görev itirazı davanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulabileceği-
zilyedliğin korunmasına ilişkin -MK. 981- 984- 897’den kaynaklanan- davaların sulh hukuk mahkemelerinde (HUMK 8/II-3) görüleceği-
Tapu dışı satın almaya dayalı hakkın korunmasına dayanan davalarda, çekişmeli taşınmazın dava tarihinde değeri esas alınmak suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olacağı-
Sulh Mahkemesinin görevi içinde bulunan bir davaya asliye mahkemesince bakılmış ve esas hakkında da karar verilmiş ise artık bu karar görevsizlik nedeni ile temyiz edilemez, bu yasal kuralın uygulanabilmesi için, hükmün hem yargılama; hem de temyiz aşamasında taraflarca hiçbir şekilde görevsizlik itirazı yapılmadan verilmiş olmasının gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi davalarında, davacının ilk önce dava konusu şey üzerindeki mülkiyet hakkını isbat etmesi gerekeceği, bu konuda menkullerde MK’nun 985/I maddesindeki zilyetliğe dayanan, gayrimen-kullerde ise MK’nun 992. maddesindeki tapu sicilindeki kayda dayanan karineden yararlanılabileceği -Tapusuz gayrimenkullerde, davacının mül- kiyet hakkının tescil kararının kesinleşmesi ile doğacağı –
Zilyet olunan taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada; davacı davalıya sadece yol yeri sattığını, davalı ise taşınmazın tamamının satıldığını savunduklarına göre; alıcı davalının taşınmazın tamamının satıldığını ve aldığını, yazılı belge ile ya da inandırıcı tanık sözleri ile isbat etmesi gerekeceği-
Araçların noterde yapılan sözleşme ile devredilmemiş olması halin-de bile, zilyedliği elinde bulunduran kişinin, araca verilen hasarın ödenmesini isteyebileceği-
Kamusal düzenle ilgili sevk ve idarenin unsuru olan kararların uygulanması için yapılan işlemlerden dolayı İdare aleyhine açılan elatmanın önlenmesi (men’i müdahale) ve zilyedliğin korunması davalarının o kararlar yürürlükten kalkmadıkça dinlenme olanağı bulunmadığı -