Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhtesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaşma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açmaları halinde hukuki yararın var olduğunun kabul edilmesi gerektiği-Mahkemece, muhdesatın ne zaman kim tarafından meydana getirildiğinin belirlenmesine çalışılması gerektiği-
Zilyetliğin korunmasına ilişkin olan davada, avukatlık ücretinin dava dilekçesinde yazılı olan ve üzerinden harç alınan miktar üzerinden karar tarihinde yazılı olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenmesi gerekeceği-
Boşanma dava tarihi ve sonrasında davacının, davalıya zilyetliğinde bulunan taşınmazı boşaltması konusunda bir istem veya ihtarda bulunmadığı, boşanma dava tarihinin zilyetliğe saldırıyı öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün olmayıp, davacının sulh hukuk mahkemesinden davalı aleyhine tespit ve tedbir isteminde bulunduğu tarihin davacının zilyetliğe saldırıyı öğrendiği tarih olarak kabulü gerekeceği-
Uyuşmazlık ağaçların zeminine ilişkin bulunmadığı ve bu nedenle TMK'nun 981 ve devam maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davasının somut olayda söz konusu olamayacağı-
Dava; TMK'nun 683. maddesi çerçevesinde çözümlenecek ayni hakka dayalı bir dava olmayıp davalı ve vekilinin dilekçelerinde açıkladıkları gibi TMK'nun 981 vd.maddelerinde ifadesini bulan zilyetliğin korunması davası olduğunun kabulüyle anılan Medeni Kanun hükümleri uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Davacı vekili, dava konusu taşınmazların atalarından beri davacının zilyetliğinde bulunduğunu, ancak davalıların söz konusu taşınmazlardan yararlanmasına engel olduğunu ileri sürerek zilyetliğinin tespiti ile korunmasına karar verilmesini istemiş olup, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan davanın, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılması sonucu açılmamış sayılan bir dava durumuna düşeceği-
Dava konusu taşınmazın Kumluca başka dosyada davalı olması nedeniyle tapu kaydında maliki belli olmayıp, elatmanın önlenmesi muristen gelen miras hakkına dayandığından bu yönden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. ve 27. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevlimahkemeye gönderilmesine, ancak kal isteği yönünden HMK'nun 167. maddesi (HUMK 46) gereğince ayırma (tefrik) kararı verilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına ve Kadastro Mahkemesi'nde görülen uyuşmazlığın bekletici mesele sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dava zilliyetin korunması davası olduğundan; dava tarihinde üstün zilyetliğin kimde olduğunun belirlenmesi gerekeceği-
Zilyetliğin korunması davasında, davanın açıldığı tarihte üstün zilyetlik hangi tarafta ise onun üstün zilyetliğine değer verilmesi gerekip, TMK’nun 981 ve devamı maddeleri gereğince davacının bu tür davayı açmakta hukuki yararının olduğunun da kabulü gerekeceği-