HMK’nın 4. maddesine göre taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalarda dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Mahkemece, "araçlardaki hasar bedelinin malike ödenmesi durumunda davalının borcundan kurtulabileceği" belirtilmiş ise de; davalının araçların hasarlanması nedeniyle davacıya karşı ortaya çıkan sorumluluğu kaynağını, malike karşı sorumluluktan farklı olarak taraflar arasında TBK’nın 579. maddesi kapsamında kurulan sözleşmesel ilişkiden almakta olup davacı, aradaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde zararın tazminine ilişkin talepte bulunma hakkını haiz olduğu ve bu bağlamda davacının dava konusu hasarlanan araçların mülkiyetine sahip olmamasının TMK 981 vd. maddelerinde düzenlenen zilyetlikten ve sözleşmeden doğan hakları kullanmasına engel teşkil etmeyeceği- Dava konusu araçların fer’î zilyedi olan davacının, araçları malikine teslim aldığı şekilde iade ile yükümlü olması da nazara alınarak, davalı ile arasında mevcut TBK’nın 579. maddesi kapsamındaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde davalıdan, dava konusu araçlarda meydana gelen zararın tazminini isteyebileceğinden davanın, erken açılan bir dava olarak nitelendirilemeyeceği-
TMK' nın (zilyetliğin korunmasına ilişkin) 981 ve devamı maddelerinde söz konusu edilen konunun, kişinin o an için ihlal edilen üstün zilyetliğinin korunması olup; bununla güdülen amacın, o an için bozulan kamu düzeninin sağlanması ve eski haline getirilmesi olduğu- Davacının, anılan yasanın zilyede vermiş olduğu haklardan, idari yoldan koruma (3091 sayılı Kanun'a göre) ve dava hakkını süresi içerisinde kullanmış olduğu gibi; TMK' nın 2. maddesine göre de, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olup, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağının ifade edildiği-
Taşınmaz mal üzerinde bulunan kalıcı yapı niteliğindeki yayla evine ilişkin elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli davanın "zilyetliğin korunması davası" niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın TMK. mad. 683 gereğince çözümlenmesi gerektiği ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmayan, mülkiyet hakkına istinaden açılan davanın TMK. mad. 683 gereğince çözümlenmesi gerektiği ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14496, K: 16096-
Zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkin davada, davacının ne ayni ne de kişisel hakkı söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK'nun 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydına veya bir hakka dayandığı takdirde TMK. mad. 683'teki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişilerin ise TMK. mad. 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabileceği- Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı- Davanın taşınmaz mülkiyetine dayalı olarak açılan ve taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesi davası olduğu, HMK. mad. 2 gereği el atmanın önlenmesi davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, eldeki davada, davacı ya da murisi adına kayıtlı bir taşınmazın olmadığı- Davacı; dosya arasında bulunan ecrimisil ihbarnamelerinden mülkiyetinin ...'ye ait olduğu anlaşılan yerlerdeki zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesi talebinde bulunduğu; bu durumda; HMK. mad. 4/c uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olacağı hususu gözetilmeden, davacının davasının görev yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduuğu-
Davacının TMK'nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmadığı, TMK'nun 683. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekip, dava konusu eve ilişkin taraf delillerinin eksiksiz şekilde toplanıp değerlendirilip sonucuna göre ev bakımından uyuşmazlığın esasına ilişkin hüküm kurulması gerektiği-
Çekişmeli taşınmazın zilyetliğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın Hazine adına orman dışına çıkarıldığı, beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine itiraz edilmesi nedeniyle işlemin henüz kesinleşmediği ve tapu kaydının oluşmadığı anlaşıldığından başka dosya numaralarıyla diğer mahkemelerde kurulmuş hükümlere göre karar verilemeyip TMK. mad. 981 uyarınca tarafların gösterdiği delillere göre tahkikatın yürütülüp tamamlanması ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-