Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
Davalıya duruşma gününün ilanen tebliğ edilmesinden sonraki oturumda; davalının açık adresinin yeterince araştırılmadığından bahisle davalının adresinin UYAP sisteminden tespit edilmesi ve davalıya yeniden davetiye çıkarılmasına karar verildiği, bu karar uyarınca davalının adresinin nüfus müdürlüğü ve zabıta tarafından ayrı iki adres olarak tespit edilip bildirilmiş olmakla, davalının tespit edilen bu adreslerinde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden yeterli inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırmasıyla yetinilerek yargılamaya devamla davalının yokluğunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanma hükmü kesinleşmeden davacının ölümü nedeniyle evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma kararında tasdik edilmiş boşanma protokolündeki hükme dayalı olarak tapu iptal ve tescil kararı verilemeyeceği-
Mahkemenin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup bu hususun mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden “hadise” şeklinde incelenerek sonuçlandırılacağı-
Kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus kütüklerinde bulunmasının zorunlu olduğu, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanlarının esas alınacağı, adres beyan formundaki bildirimlerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu-
Her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılması gerektiği ilkesi gereğince, boşanma davasından sonra tanık beyanıyla beliren olgunun kadının kusurunun belirlenmesinde değerlendirilemeyeceği ve dolayısıyla hükme esas alınamayacağı- Dava tarihinden sonra sadakat yükümlülüğünün ihlali (MK. mad. 185/III) halinde ise, yeni bir davanın konusunu teşkil edeceği-
Yabancı mahkemede açılmış ve görülmekte olan boşanma davasının sonradan başvurulan Devlette derdestliğe esas alınabilmesine imkan veren “Evlilik Bağına İlişkin Kararların Tanınması Hakkındaki Sözleşmeye” Kanada da taraf olmadığına göre, yabancı mahkemedeki boşanma davasının derdestliğe esas alınmasının doğru bulunmadığı-
Çekişme konusu taşınmazın değerine göre tapu iptal ve tesciline ilişkin davaya bakma görevinin Mersin Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olması nedeniyle görevsizlik kararının verilmesinin gerekeceği-
Davacı vekilinin delil listesinde göstermiş olduğu tanıklar yurt dışında olduklarından, delil listesi ara kararında tanınan kesin süre zarfında verilmiş olsa dahi, yurt dışı istinabe giderleri için ilave masraf gerektiği gibi, tanıkların yurt dışından istinabe yoluyla dinlenmeleri de esasen zaman alacağından davacının delil listesini süresinde vermeyerek celse talikine sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği; davacı vekilinin gösterdiği tanıkların, usulünce dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin verdiği kesin süre şekli anlamda usulüne uygun ise de, yargılamayı uzatmadığı sürece, savunma hakkının kutsallığının içeriğine dokunmadan kullanılması gereken bir usul hukuku yöntemi olduğu da dikkate alındığında, verilen kesin süre usul hukukuna konuluş amacına uygun kullanılmadığından, yöntemine uygun değildir ve bu suretle verilen kesin sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı-