«Takip dayanağı senedin zamanaşımına uğradığı»nın ileri sürülmesinin «şikayet» değil «itiraz» olduğu—
Takip konusu senette birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birisinin ikametgahının bulunduğu yerde, (yani; «genel yetkili yerde») tüm borçlular için de takip yapılabileceği (HUMK. 9/II; şimdi HMK. 7), ancak bu hükmün borçlulardan biri için «özel yetkili icra dairesinde» takip yapılması halinde uygulanmayacağı—
«Ticari temsilci (mümessil)»in, bir «ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından, işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere, sarih veya zımni, kendisine izin verilen kimse» olduğu (BK. 449; şimdi; TBK. mad. 547); «ticari temsilci»nin, «iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun adına müessesenin amacına dahil olan bütün tasarrufları yapmak yetkisine sahip» olduğu (BK. 450/I), «ticari vekil»in, kambiyo taahhüdünde bulunabilmek için özel yetkiye sahip olması gerektiği halde (BK. 388; şimdi; TBK. mad. 504), «ticari temsilci»nin ise, böyle bir özel yetkiye sahip olmadan kambiyo taahhüdünde bulunabileceği—
Kambiyo senetlerine bağlı alacaklar hakkında BK. 73/I hükmünün (şimdi; TBK. mad. 89/I) uygulanamayacağı (poliçe, bono ve çek hakkında, alacaklının ikametgahının bulunduğu yerde takip yapılamayacağı)—
Keşideci ile lehtar arasındaki ilişkiden kaynaklanan def’ilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği-
Ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin bulunduğu durumlarda, borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce de şikayette bulunabileceği–